Gebelik sürecinde bebekteki çeşitli anomalilerin tespit edilmesi için pek çok yöntem vardır. Anomali tespiti için tercih edilecek yöntemler gebeliğin haftasına, gidişatına ve doktorun tercihine göre değişiklik gösterebilmektedir. Amniyosentez, gebelikteki anomalilerin tespit edilmesinde güvenilirliği yüksek yöntemlerden bir tanesidir.
Şartların uygun olması durumunda çoğu uzman yöntem olarak genellikle amniyosentezi tercih eder. Amniyosentezde anne karnından girilerek bebeğin içinde yaşadığı sıvıdan bir miktar alınmaktadır.
Doğruluk olasılığı yüksek olan amniyosentez ile kusurların şiddetine yönelik bilgi almak mümkün değildir. Amniyosentez ile çeşitli genetik bozukluklar, nöral tüp defektleri, bebeğin var olan durumu ve gelişimi hakkında bilgi alınabilmektedir.
Amniyosentez yönteminin uygulanması için belirli zamanlar olsa da nadir olarak gebeliğin farklı dönemlerinde uygulandığı da görülmektedir.
İçerik
Amniyosentez uygulamasına geçtiğimiz yıllarda anne adaylarının ciddi bir tereddütle yaklaştığı bilinmektedir. Uygulama iyi ve işinde uzman bir doktor tarafından yapıldığında az seviyede risk taşımaktadır ve çoğu zaman hafif ağrılı olmaktadır. Genellikle anesteziye gerek duyulmadan uygulamanın yapılabilmesi için önce anne adayında bazı incelemeler yapılır.
İşleme başlamadan önce plasenta, bebek ve rahim ultrason ile detaylı olarak incelenmektedir. Bazı yerlerde işlem yapılırken ultrason incelemesi devam ettirilir ve işlemin bebeğe, plasentaya zarar vermesinin önüne geçilir.
Gerekli kontroller yapıldıktan sonra annenin karnı üzerinde, iğne ile giriş yapılacak bölge belirlenir ve bu bölge steril hale getirilir. İnce bir iğne ile karından içeri girilir. Karın katmanlarının ardından rahme ulaşılır ve bebeğin amniyon sıvısından 20 ml kadar alınır. İşlem bittikten sonra gerekli bakımlar yapılır ve bölge temiz tutulur.
Amniyosentezin yapılması için en uygun dönem gebeliğin ikinci üç ayıdır. Gebeliğin 16 ila 19. haftaları amniyosentez için ideal olarak kabul edilmiştir. Son üç ay içinde yapılan amniyosentez ile bebeğin akciğer gelişimi hakkında değerlendirme yapmak amaçlanır.
Rutin ultrason kontrollerinde ya da anomali olasılığı tespit etmek için uygulanan ikili, üçlü, dörtlü testte risk görülürse amniyosentez tercih edilir. Gebeliğin riskli olduğuna dair bir işaret olmaksızın doğrudan amniyosentez önerildiği durumlar nadirdir. Anne babada genetik hastalık varsa, annenin yaşı fazlaysa risk gösteren bir detay olmasa bile amniyosentez önerilebilir.
Amniyosentezin ne zaman yapılacağı, hangi amaçla yapılacağı konusuyla da yakından ilgilidir. Kromozom taraması için ideal haftalar 16 ila 18. haftalarken; akciğer gelişimi için ideal haftalar gebeliğin son dönemleridir.
Amniyosentez uygulamasının amacına ulaşabilmesi için bebeğin belirli bir gelişimi tamamlaması gerekmektedir. Gebeliğin 16. haftasında bebeğe ait hücreler ve yapılar, testten sonuç alabilmek için gerekli olgunluğa ulaşmış olmaktadır. Daha öncesinde yapılan amniyosentez bu nedenle doğru ve yeterli sonuç vermemektedir.
Amniyosentez uygulaması için nadir olarak ideal zaman dilimi dışına çıkmak gerekebilir. İstisnai durumlarda uygulamanın gebeliğin daha erken bir döneminde yapılması gerekebilir. Amniyosentez en erken, gebeliğin 14. haftasında yapılabilmektedir. Daha önceki haftalar için farklı uygulamalar tercih edilmektedir. 14 haftalık gebelikten önce amniyosentez yapılması daha yüksek seviyede risk içerebilmektedir.
Amniyosentez uygulamasının yapılabileceği son dönem gebeliğin 20.haftası olarak belirlenmiştir. Bu haftada artık bebeğin birçok organının oluşmuş olması ve genetik özelliklerinin oturmuş olması sebebiyle daha net sonuçlar elde edilebilmektedir. Daha ilerleyen haftalarda, riskli gebeliklerde, gebelik çok ilerlemeden amniyosentez uygulaması istisnai olarak yapılabilmektedir.
Anne adayı, amniyosentez uygulamasının yapılabilmesi için belirlenmiş hafta sınırları dışında kalıyorsa genellikle haftasına uygun olan başka bir uygulama tercih edilmektedir. Uzman uygun görürse bazı durumlarda yine amniyosenteze ihtiyaç duyulabilir çünkü amacına uygun olarak kullanılan uygulamalar arasında hem en güvenilir hem en tehlikesiz yöntemdir.
Gebelik sürecinde anne adaylarını çok sayıda tetkik beklemektedir. Tetkiklerin her biri için belirli zaman dilimleri söz konusudur ve bu dilimlerin dışına çıkılması pek önerilmez. Uzmanlar genel geçer olarak kabul görmüş zamanlar dışında bu tetkikleri yapmazlar. Amniyosentez uygulaması gebeliğin ilk üç aylık döneminde tehlikeli kabul edilebilir. Doğuma çok az zaman kala yapılan amniyosentez de ideal haftalara oranla daha fazla tehlike taşımaktadır.
Ayrıntılı ultrason bebeğin gelişimine yönelik oldukça detaylı bilgiler içermektedir. Ayrıntılı ultrason yapıldığı zaman bebekte bir anomali saptanırsa, bebeğin genetik bir hastalık taşıyıp taşımadığını anlamak için amniyosentez ideal bir tercih olmaktadır. Ayrıntılı ultrason gebeliğin 20.haftasında yapıldığından, amniyosentez için geç kalınmış gibi düşünülebilir ama riskli gebeliklerde sürenin esnek olduğu unutulmamalıdır.
Amniyosentez uygulaması, rutin gebelik tetkikleri arasında değildir. Yapılan ikili, üçlü testler sonrası gebeliğin risk taşıdığı düşünülürse amniyosentez önerilmektedir ki anne adayı kabul etmezse uygulama yine yapılmamaktadır. Kadın doğrum uzmanları, ayrıntılı ultrason sonrasında da gerek görürse amniyosentez uygulaması teklifinde bulunabilir.
Amniyosentezden sonra anne adayları günlük hayatlarına devam ederler. İşlem az da olsa düşük riski taşıdığından uzmanlar genellikle bir günlük dinlenme önermektedir. Anne adayları işlemin yapıldığı günü dinlenerek geçirebilirler. Bu süreçte ağrı, kanama, su sızıntısı hissederlerse mutlaka doktorlarına danışmalılar.
Amniyosentez işlemine ait sonuçların ne zaman çıkacağı işlemin yapıldığı yere göre değişiklik göstermektedir. Tüm hastaneler için sonuç süresi ortalama 25 ila 30 gün olarak bilinmektedir. Daha kısa sürede açıklanabileceği gibi sonuçların çıkmasının 35 günü bulduğu durumlar da olabilmektedir. İşleme yönelik ilk sonuçlar bir haftada çıktıktan sonra asıl sonuçların çıkması için bu sürenin beklenmesi gerekmektedir.
Amniyosentez uygulamasının önerilmediği bazı durumlar vardır. Anne adayının gebeliği başından beri riskliyse ya da sonradan bir risk oluşmuşsa ve düşük tehlikesi varsa amniyosentez pek tercih edilmez. Amniyon sıvısının azlığı, annenin sızıntı hissetmesi gibi durumlarda da amniyosentez uygulaması riskli olabilmektedir. Böyle durumlarda sızıntının artmasına, sıvının iyice azalarak bebeğin sıkıntıda olmasına neden olacağından amniyosentez yapılmaz.
Yakın bir zamana kadar çoğul gebelikler için amniyosentez uygulaması yapılamamaktaydı çünkü alınan sıvının hangi bebeğe ait olduğu bebeklerden hangisinin risk taşıyor olacağını belirlemek güçtü. Günümüzde bu tür sıkıntılar olmadığından artık çoğul gebeliklerde de amniyosentez yapılabilmektedir.
Çoğul gebelikte dikkat edilmesi gereken alınan sıvının hangi bebeğin sıvısı olduğudur. Bunun için ultrason ile bebeğin yerinin net olarak belirlenmesi gerekmektedir. İlk bebeğin sıvısı alındıktan sonra sıvının alındığı keseye zararı olmayan boya enjekte edilir. İkinci amniyosentez işleminde iğne ile sıvı alınırken, sıvı renkli gelirse uygulama yanlış keseye yapılıyor demektir.
Çoğul gebeliklerde amniyosentez uygulaması, normal gebeliklerde olduğu gibi 16 ila 18 haftalarda yapılabilmektedir. Önceki ve sonraki haftalar için çoğul gebeliklerde risk daha fazla olduğundan daha temkinli yaklaşılmalıdır. Çoğul gebeliklerde bebeklerin gelişimi, normal gebeliklere oranla daha yavaş olmaktadır. Bu nedenle 16. haftadan daha ileri bir tarih beklenebilir.