Bipolar, manik defresif ve 2 uçlu duygudurum bozukluğu olarak da bilinen psikolojik bir hastalıktır. Kontrol altında tutulduğu takdirde bipolar hastalarının sorunları dışarıdan ciddi anlamda belli olmaz. Bu yazımız, bipoların tam olarak ne olduğu, nasıl anlaşılabileceği ve tedavisi hakkında bilgi verirken, bipolar hastalarının yaşamlarının nasıl devam ettiği, evlilik ve çalışmalarının mümkün olup olmadığı konularına değinmektedir.
Tedavi edilmediğinde intihara kadar ilerleyen bipolar bozukluk, ruh halindeki aşırı değişimleri içermektedir. Dengesiz ve tutarsız duygu durumları nedeniyle iki uçlu duygudurum bozukluğu olarak da bilinmektedir. Kişinin uç noktalarda gösterdiği tepkilerden yola çıkılarak bu adı almıştır.
Manik depresif adı ile bilinen bipolar bozukluk, hastalarda aşırıya kaçma isteğine neden olmaktadır. Bilhassa bayanlarda aşırıya kaçan alışveriş tutkusu şeklinde kendini göstermektedir. Bunun yanında erkeklerin büyük bir kısmında ise seks ile başlayan aşırılıklar göze çarpar. Her şeyi en uçta yapmayı seven hasta, bunları yaptığı için çok mutluyken zamansız ve aniden öfke, nefret, kızgınlıkla dolabilir. Bir öncekinin tam tersi olan bu durum hastanın devamlı halsiz, güçsüz ve kendini kötü hissetmesine neden olur.
İçerik
Bipolar bozukluk ya da diğer adıyla iki uçlu duygudurum bozukluğu daha önce manik depresyon, manik atak adıyla bilinen sinirsel bir hastalıktır. Bipolar bozukluk, içerik olarak hastanın depresyon ve hipomani, yani karışık duygular içinde kaybolması anlamına gelmektedir. Hastalık sürecinde adından da anlaşıldığı üzere duygu durumunda karmaşa yaşayan birey, içinden çıkılamaz bir hale gelir.
Kişi bipolar bozukluk yaşadığını kendi de fark edecektir. Coşku, heyecan ve severek yaptığı bir işten çok zaman geçmeden nefret eden, uzak kalmak isteyen ya da sakinken birden sinirlenen kişiler hastalık ihtimali olan kişilerdir. Bireyin içinde bulunduğu depresif eğilimler, hastalık süresince yaşam kalitesini zedelemektedir.
Bipolar bozukluğun temel belirtisi, kişide hızlı duygu geçişleri görülmesidir. Ruh halinde dönem dönem farklılıklar gösteren hasta, uç noktalarda tepkiler ve hisler sergilemektedir. Daha önce manik depresif adıyla anılan hastalıkta manik kavramı aşırı sözcüğünü tanımlamaktadır. Aşırı heyecan, sevgi, coşku ve birden tersine dönen aşırı kızgınlık, öfke ve nefret belirtiler arasında gözle görülenlerdir.
Kişide hastalık belirtileri arasında uykusuzluk, hareketlilik, devamlı konuşma, agresiflik ve alışveriş yapma isteği ortaya çıkar. Aşırı para harcama, umursamaz tavırlar, hiçbir şeyin sorumluluğunu alamama belirtilerin en göze çarpanları arasındadır.
Manik sonrasında ortaya çıkan ikinci aşama depresyondur. Kişi bu süreçte uyku, sersemlik, dengesizlik ve ağlama belirtileri gösterir.
Bipolar bozukluk teşhisi için doktor, hastanın günlük şikâyetlerini dinler. Hasta, süreci fark ettiği andan itibaren kendi gözünden yaşadıklarını doktora yansıtır. Daha sonra çevresinde yer alan kişilerle tek tek görüşülür. Hastanın etrafındakilerin dinlenmesi, teşhis için en önemli adımdır. Çünkü hastaya normal gelen pek çok davranış aslında anormaldir. Hastanın idrak ettiği davranış ile gözlenen davranış farklılık gösterebilir.
Teşhis konulma noktasında, psikiyatrist muhakkak fiziksel muayeneye de yer verecektir. Çünkü hastalığın tiroit gibi fiziksel sebeplere dayanma ihtimali de vardır. Hastalığın teşhis kriterleri göz önünde bulundurularak, doktor tarafından net bir teşhis koyulacaktır.
Manik dönemin en temel özelliği yükselmiş, artmış, abartılı duygu durumudur. Duygularda görülen bu artış, hastanın her şeyi abartılı bir yolla göstermesini sağlar. Alışverişten sevgiye kadar pek çok duygu ve davranış uç noktada yapılır.
Bipolar mani döneminde, hastada görülebilen abartılardan bir diğeri de asla susmamadır. Hasta, kimsenin araya girmesine müsaade etmeden devamlı konuşur. Çoğunlukla neşeli, esprili bir tarzda olan bu konuşmalar, enerji düzeyinin yüksek olduğunun kanıtıdır. Kişinin yoğun olarak hissettiği enerjiye bağlı olarak kendine güveni yüksektir. Aşırı güçlülük duygusu hâkimdir.
Durumu ağır olan hastalarda, kontrol etmekte zorlanılan düşünce uçuşmaları gözlemlenir. Konuşmalarda kopukluk, kimi zaman öfkelenmeye kadar uzanabilir. Ağır manik durumlarda kişi, Tanrı’nın sesini duyduğunu, ondan emirler aldığını ve konuştuğunu ileri sürebilir. Bu aşama ve sonrasında, kişinin hastaneye yatışı söz konusu olabilir.
Bipolar depresyon süreci, manik depresif sürecin aksine düşüş dönemidir. Hasta daha önce hissettiği coşkulu ve heyecanlı hiçbir şeyi hissetmemektedir. Ruh hali olumsuz ve özsaygısı çok düşüktür.
Daha önce yaptığı her şeye karşı ilgisiz, duyarsız ve tepki vermeme durumunda olan hasta, enerji seviyesinin çok düşük olduğundan şikâyetçidir. Üzüntü, yalnızlık, çaresizlik ve uykusuzluk depresif dönemin temel belirtileridir.
Manik dönemde durmadan konuşan birey, depresyon döneminde yavaş yavaş konuşur. Çoğu zaman sorulan sorulara bile yanıt vermez. El kol koordinasyonu da bu yavaşlamadan nasibini alır.
Depresyon döneminde, ağır vakaların intihar eğilimi gösterdikleri de bilinmektedir.
Her iki döneminde de hastayı ve çevresindekileri zor durumda bırakan bipolar bozukluk, yorucu bir hastalıktır. Bireyin kendi dünyasında yaşadığı sorunları anlayabilmek, kimi zaman çevresindekiler tarafından oldukça zor olmaktadır.
Aile içinde çeşitli gerginliklere neden olabilen bipolar bozuklukta, hastanın aile desteği alması şarttır. Her ne kadar rahatsız edici bir durum olsa da hastaya gösterilen sevgi ve destek, ilaçlar kadar etkilidir. Özellikle hastalığın ikinci dönemi olan depresyon döneminde, kişi kendini yalnızlık ve korku içinde bulur. Bu yalnızlığı tetikleyen aileler ne yazık ki hastanın intiharın eşiğine gelmesine sebebiyet verir. Buna engel olmak için sabırlı ve anlayışlı yaklaşmak esastır.
Hasta yakınları tüm bu süreçte kişiye deli muamelesi yapmadan, azarlayıp, bağırıp çağırmadan doktor kontrolünde müdahale etmeliler. Nitekim zaten hasta kendini kontrol edebilen bir yapıda olmayacaktır. Bu durumda hastaya kızmanız onu sadece daha fazla üzer.
Bipolar bozukluk testi kişinin depresyon ve iki uçlu duygudurum bozukluğunun derecesini ölçmek için yapılan testtir. Testin amacı, kişinin durumunu daha net görebilmektir. Test sonuçlarına bakılarak hastanın manik dönemde mi yoksa depresyon döneminde mi olduğuna karar verilir.
Hastaya sorulan sorular, ne durumda olunduğunu kanıtlar. Sonrasında ise doktor gerekli görürse aile ve çevrede yer alan kişilerle görüşür.
Her ruhsal değişim, test sonucunda kendini belli etmese de doktorun teşhis ve tanı basamağını daha rahat görmesini sağlar.
Bipolar bozukluk fark edildiği an doktora gidilmesi gereken hastalıklardandır. Bu nedenle gerek hastanın kendi gerekse yakınları belirtilerden birkaçını fark ettikleri gibi doktor yardımı almaya başlamalıdır.
Hastalık çok uzun bir tedavi süreci gerektirir. Yine de kişiden kişiye değişiklik gösterdiği unutulmamalıdır. Bazı hastalar birkaç ayda kendine gelebilirken bazıları hayatlarının yarısında bu rahatsızlıkla savaşırlar. Hastanın kendi aldığı kararla doktora devam etmesi, tedavi sürecini kısaltacaktır. Çünkü hemen her yönteme cevap verecek ve süreci hızlandıracaktır.
Bipolar bozukluğu olan kişiler, çalışacakları mesleklere göre sorun yaşayabilirler. Örneğin bipolar bozukluk sorunu olan birey; polis, subay, pilot, kaptan gibi meslekleri yapamaz. Bunun yanında herhangi bir memuriyeti tercih etme durumları, çalışma şartlarına bağlıdır.
Hastaların, hastalıklarını dile getirme zorunlulukları ise ruhsal sağlık şartı arama durumunda geçerlidir. Aksi halde dile getirilmek zorunda değildir.
Bipolar hastalarının evlenmelerinde herhangi bir sakınca yoktur ancak hastanın kendi bu duruma adapte olabilir mi? Önemli olan, bu sorunun cevabıdır. Evlilikle beraber kişinin sorumlulukları artış gösterir. Bilhassa erkek hastalar bu konuda kendilerini baskı altında hissedebilirler haliyle bu durum, hastalığın şiddetlenmesine neden olabilir.
Yeni bir hayat, yeni düzen ve farklı koşullar, kişinin hastalık sürecini olumsuz etkileyebilir. Bu durum göz önünde tutularak evlilik kararı alınmalıdır.