Midede bulunan asidin yukarı doğru çıkarak ses tellerini ve boğazı tahriş etmesi durumuna boğaz reflüsü adı verilmektedir. Sıkça görülen bir rahatsızlık olmasına karşın hastalığının tam karşılığını bilmeyen kişiler boğaz reflüsü hastalığını ilk defa duyduklarını düşünmektedir.
İki türlü bulunan reflünün daha tehlikeli boyutu olan boğaz reflüsü, mide asidinin yemek borusundan ses tellerine kadar ulaşarak aşırı rahatsızlık vermesi durumudur. Rahatsızlığın belirtileri ilk etapta oldukça hafif seyrettiğinden teşhisin konması uzun zaman almaktadır.
Çoğu zaman boğazda gıcık hissine neden olması ise hastalar tarafından geçiştirilmesine ve de cilt tabakasında tahrişin artmasına neden olmaktadır. Farenjit gibi diğer boğaz hastalıkları ile benzer belirtiler göstermesi ise yanlış teşhis beraberinde gereksiz antibiyotik kullanımına sebep olmaktadır.
İçerik
Reflü genellikle mide ile ilişkilendirilen bir rahatsızlık olsa da boğaz reflüsü de oldukça yaygın rastlanılan reflü çeşitlerinden biridir. Mide asidi seviyesinin oldukça yükselmesi sonucunda yemek borusuna kadar ulaşması ve ciltte meydana getirdiği tahribat olarak ifade edilmektedir.
Boğazda yabancı madde hissi ya da ses kısıklığı gibi belirtiler hastalarda sıkça görülen şikayetlerdir. Ciddiye alınması gereken bir hastalık olarak, teşhiste geç kalınması ciltteki tahrişin giderek artmasına ve tedaviye olumlu yanıt alınamamasına neden olabilir.
Boğaz reflüsü nedeniyle ses telleri ve yemek borusu gibi kısımlarda oluşan tahribat çeşitli belirtilerle hastalığın teşhisini kolaylaştırmaktadır. Özellikle cildin tahriş olması kuruluk meydana getireceği için geceleri yattıktan sonra uzun süren kuru öksürük, sesin kısılması ya da konuşurken sesin çabuk yorulması gibi belirtiler dikkate alınmalıdır.
Boğaz reflüsü aynı zamanda sinüzit ve farenjit gibi hastalıkları da tetikleyebilir. Bu nedenle rahatsızlıkların doğru teşhisi için belirtileri dikkatli takip etmek de fayda vardır. Boğazda yanma hissi ve gırtlağın kasılması gibi belirtilerde boğaz reflüsü nedeniyle sıkça yaşanan belirtilerdir.
Beslenme ile doğrudan ilişkisi olan boğaz reflüsü, genellikle aşırı kilolu olan ve sağlıksız beslenene kişilerde görülmektedir. Özellikle yatmadan önce yemek yenmesi ve aşırı yağlı yenen yemekler boğaz reflüsünü tetikleyen zararlı alışkanlıklardır. Beslenme dışında stres ve beslenme şeklindeki köklü değişikliklerde bu rahatsızlığın başlıca nedenlerinden olabilmektedir.
Boğaz reflüsünün teşhisi için endoskopik yöntem doğru ve kesin sonuç için tercih edilen tıbbi yöntemlerden biridir. Endoskopik muayenede kesin bulgu için ses teli muayenesi uygulanır. Ses tellerinin yanı sıra gırtlak kısmında oluşan kızarıklık ve ödem gibi belirtiler boğaz reflüsünün teşhisi için yeterli semptomlardır.
Hastalığın detaylı teşhisi için yapılan diğer tetkikler reflünün neden olabileceği tahribatın boyutunu tespit etmeye yöneliktir. Kulak burun boğaz bölümüne muayene olunması sonucunda yapılan tetkikler sonucunda boğaz reflüsü teşhisi kolay olan ve tedavisi mümkün bir hastalıktır.
Boğaz reflüsünün tedavisi için ilaçla tedavi yöntemi ilk aşamada olan hastalar için uygulanan tedavi şeklidir. İlaç tedavisinden önce pek çok boğaz reflüsü hastasının yaşam şekli ve beslenme şeklinin değiştirilmesine yönelik önerilerde bulunulmaktadır. Fazla kilonun neden olduğu boğaz reflüsü söz konusu olduğunda kilo kontrolünün sağlanması ve dengeli beslenme gibi pek çok düzenleme uzmanlar tarafından uygulanmaktadır.
Boğazda tahrişin aşırı oluştuğu hastalar için ise cerrahi müdahale kaçınılmaz olmaktadır. İlaç tedavisi ile birlikte uygulanan sağlıklı yaşam kuralları ile büyük ölçüde boğaz reflüsünün önüne geçilmesi ve tedavi edilmesi mümkündür. Hastalığın tekrarlamaması ve iyileşme sürecinin hızlanması için cerrahi yöntem uygulanarak tedavi edilen hastalarında genel yaşam tarzlarında iyileştirmeye gitmeleri önerilir.
Yaşamdaki pek çok faktörün bazı hastalıklar için risk faktörü oluşturması gibi, beslenme ile yapılan pek çok hatalı davranış da boğaz reflüsüne neden olmaktadır. Bu hatalı davranışları bilmek, boğaz reflüsünden korunma yollarının da bilinmesini sağlayacaktır.
Akşam öğünlerinin erken saatlere çekilmesi, yatarken yastığın hafif yüksek tutulması, varsa fazla kiloların verilmesi, baharatlı ve asit oranı yüksek yiyeceklerden uzak durmak ve aşırı limon tüketiminden kaçınmak boğaz reflüsünden korunmak için alınabilecek önlemlerdir. Bilinçsiz beslenmenin yanı sıra vücudu aşırı sıkan giyeceklerde mide asidi seviyesinin artmasına neden olarak boğaz reflüsünü tetikleyebilir.
Hamilelik döneminde rahmin boyutunun giderek büyümesi mideye baskı yaparak çeşitli şikayetlerin artmasına neden olabilir. Bu şikayetlerden biri olan boğaz reflüsü, mide yanması ve ekşimesi gibi şikayetlerin yemek borusu ve gırtlağa kadar taşınmasına neden olarak boğazda tahriş oluşmasına neden olmaktadır.
Bebeğin gelişimine katkı sağlamak amacıyla kullanılan birçok ilaç ya da vitamin takviyeleri reflüye neden olabileceği gibi aşırı asitli ve yağlı beslenme şeklide başlıca neden sayılabilir. Hamileliğin ilerleyen aylarında özellikle boğaz reflüsü rahatsızlığı ile karşılaşan anne adaylarının stresten uzak durmaya çalışmaları ve sağlıklı beslenmeye özen göstermeleri önerilir.
Ciddi önlemler ve tedaviye sadık kalınmasını gerektiren bir hastalık olan boğaz reflüsü, gereken önlemler alınmadığında tekrarlama olasılığı bulunan bir hastalıktır. Tedavi edilmediğinde ya da teşhisinde geç kalındığında oldukça tehlikeli olabilen boğaz reflüsü aşırı kilo alınması ve yağlı beslenilmesi gibi nedenlerden dolayı tekrarlayabilir.
Çoğu zaman önemsenmeyen kuru öksürük ya da ses kısıklığı gibi belirtiler her seferinde mutlaka dikkate alınarak gereken tedavi şekli uygulanmalıdır.