Carl Sagan; hayallerinin ötesindeki yaşamı arayan adam olarak da bilinmekte olan bir bilim adamıydı. Aynı zamanda yazar ve akademisyen olmasının yanı sıra önemli bir ekran yüzüydü. Size Carl Sagan’ı anlatırken; yaşamı, özel hayatı, önemli çalışmaları, eserleri, ölümü ve ödülleri üzerinde durduk.
Carl Sagan muhtemelen 1970’lerin ve 1980’lerin en tanınmış bilim adamıydı. Nükleer silahsızlanmayı savunan, dünya dışı varlıkları araştıran ve “Kozmos: Kişisel Yolculuk” kitabına hayat veren önemli bir yazar, bilim insanı, televizyon yüzü ve akademisyendi.
Kendisini tanımak için yalnızca sözlerine bakmanız bile yeterli olacaktır. Dünya dışındaki hayatı ve dünya dışı ilişkilerin istihbaratını ömrü boyunca araştıran Sagan, tüm mantıksal yaklaşımına rağmen dünyanın “hayal” ile döndüğünün farkındaydı. Hayal kurmanın bir gün bizleri dünyanın ötesine götürebileceğini ama yanımızda hayallerimizi götürmezsek aslında hiçbir yere gidemeyeceğimizi biliyordu. Bu nedenle ölürken bile, hayallerini de kendisiyle birlikte götürdü.
Carl Sagan, 9 Kasım 1934’te, iki çocuğun ilki olan New York Brooklyn’de dünyaya geldi. Sagan’ın astronomi ilgisi erken başladı ve beş yaşındayken annesi onu yıldızlar hakkında kitap bulmak için kütüphaneye götürdü. Kısa süre sonra, ailesi onu New York Dünya Fuarı’na götürdü. Fuar Sagan’ı öyle çok büyüledi ki gelecek dünyaya dair vizyonu gelişti ve ileriye yönelik hedefleri tam anlamıyla keskinleşti. Ayrıca, 1940’lı yıllarda pulp magazinlerde yayınlanan bilim kurgu öykülerine hayran oldu ve dünya dışı yaşamın varlığını kanıtlayacak uçan tabakları karikatürleştirdi.
Sagan, 1951 yılında 16 yaşında iken lise eğitimini tamamladı ve Chicago Üniversitesi’ne gitti. Yaptığı deneyler ve araştırmalar sonucu dünya dışı hayatın gerçek var olabilme olasılığı hayranlığını çekti. 1955 yılında Sagan fizik alanında lisans derecesi ile mezun oldu ve master belgesini bir yıl sonra aldı. Dört yıl sonra Sagan, astronomide bir akademisyen olarak Kaliforniya Üniversitesi Berkeley’ye giderek, astronomi ve astrofizik dalında doktora yaptıktan sonra California’ya taşındı. Orada, NASA’nın Mariner 2 robotik probu için bir takımın infrared radyometresi geliştirmesine yardımcı oldu.
Carl Sagan hayatı boyunca üç kez evlendi. 1957’de biyolog Lynn Margulis ile evlendi. Lynn; evrim teorisyeni, bilim yazarı ve eğitimciydi. Çiftin iki çocuğu vardı, Jeremy ve Dorian Sagan. 1965’te anlaşmalı olarak boşandılar.
İkinci evliliğini 6 Nisan 1968’de yapan Sagan, sanatçı ve yazar Linda Salzman ile evlendi. Çift; Voyager Golden Record’un ortak yapımı olan Pioneer plakasının resmini yarattılar ve “Murmurs of the Earth” adlı kitabın ortak yazarlığını yaptılar. Çiftin oğlu Nick Sagan dünyaya geldi ve başka çocukları olmadı. Bu evlilik de 1981’de boşanma ile sona erdi.
İkinci eşinden boşanmasının hemen ardından 1981’de yeniden evlenen Carl Sagan, bilim iletişimi alanında uzman yazar ve ödüllü yapımcı Ann Druyan ile evlendi. Çiftin; Alexandra ve Samuel Sagan adlarında 2 çocukları dünyaya geldi. Evlilikleri 1996’da Carl Sagan’ın vefatına dek sürdü.
Carl Sagan, 20 Aralık 1996’da 62 yaşında, kemik iliği hastalığı miyelodisplazisinin bir komplikasyonu olan pnömoniden öldü. Ölümünden 18 yıl sonra, Cosmos, Neil DeGrasse Tyson’ın ev sahipliği görevini üstlenerek bir bütün haline gelmesiyle TV’ye yeniden aktarıldı. Yeni nesil izleyiciler, Dünya’nın atmosfer sınırlarının ötesindeki hayatı görerek heyecanlandılar. Sagan’ın uzaya ve bilime yönelik çoğu teorisi hala ders olarak okutulmakta ve kitapları milyonlar satmaktadır.
1960’lı yıllarda Sagan, Harvard Üniversitesi’nde ve Smithsonian Astrofizik Gözlemevi’nde özellikle Venüs’ün ve Jüpiter’in fiziki koşulları üzerine odaklanan çalışmalarda bulundu. 1968’de Sagan, Cornell Üniversitesi Gezegensel Araştırmalar Laboratuarı’nın direktörlüğünü üstlendi ve üç yıl sonra tam profesör oldu. NASA ile tekrar çalışan Sagan, Viking sondalarının Mars’ta nereye gönderileceğini seçti ve güneş sistemimizin ötesine gönderilen Pioneer ve Voyager sondaları ile Dünya’dan mesajlar yollanmasına yardımcı oldu.
Sagan, dünya tarafından kabul edilmeyen pek çok fikri ortaya atmaktan hiç çekinmedi. Henüz otuzlu yaşlarındayken; uzaylıların binlerce yıl önce Dünya’yı ziyaret etmeleri, Ufoların gerçekten var olduğu ve Venüs’ün Dünya’ya benzer yaşanabilir bir gezegen olduğunu ileri sürdü.
Uzay ve bilim gibi magazinel hiçbir değeri olmayan konulara ömürlerini veren çoğu mega zeka, hayatları boyunca kimse tarafından tanınmadan ölüp gitmektedirler. Oysa Sagan, kendi sektörü içinde en çok tanınan bilim insanlarından birisi olmayı başardı. Elbette tanınmasının ilk ayağı Stanley Kubrick’in 2001: A Space Odyssey adlı filminde bir danışman olarak görev yapması ile başlamıştır. Ancak ne yazık ki şahsiyetlerin çatışması nedeniyle gösteri kısa ömürlü olmuş ve anlaşma bozulmuştur.
1970’ler ve 1980’lerde Sagan, Amerika’daki en tanınmış bilim adamıydı ve yazdığı kitapların hiçbir yerinde hiçbir insandan ufacık bir yardım dahi almadı. Tüm eserleri bilim camiasının ve genel izleyicilerin dikkatini çekse de 1978’de Cennetin Ejderleri adlı kitabıyla Pulitzer Ödülü’ne layık görüldü.
1980’de Sagan, uzay araştırmalarına odaklanan uluslararası kar amacı gütmeyenbir organizasyon olan Gezegensel Toplum’un kurucularından biri oldu. Bu kurumun tek amacı halka uzay ve gök bilimini anlatmaktı. Bu nedenle Sagan kendi yazdığı, sunumunu ve seslendirmesini de kendisinin yaptığı muazzam etkili TV dizisi Cosmos: Kişisel Yolculuk’a başladı. Ayrıca, diziye eşlik etmesi için aynı adlı bir kitap da yazdı. Cosmos, yayınlandığı dönemde inanılmaz ses getirdi ve 2000’li yıllardan sonra yeni versiyonları çekilmeye başlandı. Bu belgesel serisi sayesinde milyonlarca insan evrenin ve uzayın derinliklerine dair eşsiz bilgiler öğrendiler.
Cosmos’un bitmesinin ardından Carl Sagan, ünlü eserlerinden biri olan; Soluk Mavi Nokta: Uzaydaki İnsan Geleceğinin Vizyonu (1994) adlı kitabını yazdı. Bu kitap Cosmos’un devamı niteliğindeydi ve dünyayı sadece uzayda bir leke olarak gösteren ünlü Açık Mavi Nokta fotoğrafından esinleniyordu. Sagan Voyager 1 sondaj fotoğrafını insanlığın geniş evrendeki yerini ve gelecek vizyonunu ortaya koymak için bir sıçrama noktası olarak kullanıyordu.
Sagan hem siyasi amaçlarını ilerletmek için hem ünlü hem de bilim adamı olarak statüsünü kullandı ve nükleer silahsızlanma için bir kampanya başlattı. Kampanyayı başlattığı dönemde pek çok insan tarafından reklam yaptığı yönünde suçlansa da, Başkan Ronald Reagan’ın Stratejik Savunma Girişiminin sesli bir rakibi haline geldi. 1983’te, “Nükleer Kış” konseptini tanıtan bir yazı yazdı. Makalenin devamı niteliğindeki The Cold and The Dark: Nükleer Savaş Sonrası Dünya adlı kitabı, ilgili kitleler tarafından oldukça beğenildi.
Carl Sagan, dünya dışı hayat hakkındaki bilimsel araştırmaları ile hatırlatır ve insanlara dünyanın aslında ne kadar ufak bir toz zerreciği olduğunu anlatmaya çalışmıştır. Yaşamın iki ana bileşeni olan amino asitler ve nükleik asitlerin; bazı kimyasalların birleştirilmesi ile elde edilen bir karışımın, ultraviyole ışınlarına maruz bırakarak yaratılabileceğini göstermiştir. Yani amino asit ve nükleik asitler gibi temel iki yapı taşını laboratuar ortamında üretmek mümkündür. Sagan, bu sayede uzay dışı yaşamın kesinlikle var olduğuna inanır.
Tüm bu inançlarının yanı sıra, NASA tarafından uzaya gönderilen ilk iki fiziksel mesajın bir araya getirilmesiyle de bilinen Sagan, bu konuda da önemli çalışmalara imza atmıştır. Bu mesajlardan ilki; Pioneer 10 ve 11’de kurulan Pioneer plakları, diğeri ise Voyager 1 ve Voyager 2’ye bağlanan Voyager Golden Records’tur.
Pioneer plakları, Carl Sagan ve Frank Drake tarafından ortaklaşa tasarlanan çeşitli sembollerle birlikte çıplak erkek ve kadının görüntülerinden oluşuyordu. Bir gün onları bulabilecek herhangi bir dünya dışı zeka tarafından anlaşılma potansiyellerinin olduğu düşünülüyordu.
Voyager Golden Records ise, yeryüzü sakinlerinin öyküsünü iletmek için kullanılan bir tür zaman kapsülüdür. 116 farklı resimden ve çeşitli doğal seslerden, çeşitli yaş ve kültürlere göre seçilen müziklerden ve mors kodundaki mesajlardan oluşuyordu. İçeriği Carl Sagan’ın başkanlığında bir komite seçti.
Sagan kariyeri boyunca defalarca kez onurlandırılmıştır. Başta NASA’dan olmak üzere Sayısız Kamu Hizmeti Madalyası (1977, 1981) ve Ulusal Bilimler Akademisi’nin Kamu Refah Madalyası’nı (1994) almıştır. Ayrıca kitapları ve yazılı eserleri de Pulitzer’de dahil, pek çok ödüle layık görülmüştür.
Bu bilgilerden yararlanarak ödevimi yaptım ve 95 aldım. Sayenizde notumu yükselttim. Saolun.