En iyi bilim kurgu filmlerinden 10 tanesine yer verdiğimiz bu liste, bilim kurgu sevenleri mutlu edecek cinsten. Her filmseverin zevki farklı olsa da listemizde, hemen hemen herkese hitap edebilecek farklı tarzlara yer vermeye çalıştık.
Uzaylılar, Vulcanlar, droidler, replikalar ve hatta “jedi”‘lar olarak adlandırılan pek çok terim, bilim kurgu filmleri sayesinde hepimizin bildiği sözcükler haline dönüşmüştür.
Bilim kurgu listelerine göz atmadan önce nelerin bilim kurgu sayılıp sayılmayacağını anlamak gerekir. X-Men serisi de bilim kurgu sayılmasına rağmen hem çok klişe hem de tam olarak istediğimiz türe uymadığı için onu listeden çıkartıyoruz. Özgünlük, pop kültür reaksiyonu ve kalıcılık gibi etkenler bugünkü bilim kurgu evreninin oluşumunda temel oluşturuyor.
Farkı Alanlardaki En İyi Filmleri Bulmak İçin; Film Önerileri
Bilim kurgu filmi demek her zaman için William Gibson evreni gibi cyberpunk bir dünyanın anlatılacağı anlamına gelmez. Çok özgün konuların, yüksek prodüksiyonun ve eşsiz görsel efektlerin olduğu bilim kurgu filmleri, her zevke hitap edebilmektedir.
İçerik
İnsanların Tanrı’yı oynamasına izin veren bir bilim üzerine kurulmuş geleceği anlatan Blade Runner, yapay bir zekanın insanlığa göre daha insancıl olabileceğini anlatır. Replikanlar insan görünümlü yapay zekalardır ve bir grup replikan kaçar. Onları yakalayıp öldürme görevi ise Deckard adlı eski bir polise verilmiştir. Deckard’ın yapması gereken tek şey insanları bir teste tabi tutarak kimlerin yapay zeka kimlerin normal insan olduğunu anlamaktır. Yapay zekaların da en az insanlar kadar yüksek puan alabildiğini gördükten sonra Deckard, kendi iç dünyasında düzen ile çatışmaya başlar.
Ridley Scott’un en iyi filmleri arasında yer alan Blade Runner, Philip K. Dick’in romanından uyarlanmıştır. Elbette böyle eşsiz bir filmin çekimleri de eşsizdir ve filmin pek çok alternatif sonu bulunmaktadır. Sonlardan bir tanesi sürpriz sonlu biterken diğeri çok şaşırtıcı değildir. Elbette iki sonu da izleyip karar vermek size kalmış.
Film daha sonrasında seriye dönüşerek günümüze dek çekimleri devam etse de, her şeyin başladığı 1968 yapımı, hem bilimkurgu hem de genel sinema tarihi açısından mihenk taşlarından biridir. Planet of the Apes, insanların maymun olduğu, maymunların insan olduğu bir düzeni sunar. Kafeslerdeki insanlar, doktor maymunlar, sadece çiftleşmek ve deneyler üzerine geçen insan hayatı… Maymunlar Cehennemi, günlük hayatta hiç farkında olmadan yaşadığımız pek çok diğer yargısını sorgulatıyor bizlere. Çekildiği yıl baz alındığında makyaj ve kostüm tercihleri gerçekten harika olan bu filmi, seri olarak izlemek gerek.
Çekilmiş en eski bilimkurgu filmlerinden biri olan Metropolis, hiç şüphesiz bu türün yaygınlaşmasındaki temel nedenlerden bir tanesidir. Dünyanın dört bir yanındaki film yapımcıları 1920’lerde sinemanın karmaşıklıklarını anlamaya çalışıyorlardı. Fritz Lang gibi yönetmenler, hikaye anlatımının filmin en önemli unsuru olmasını istediler.
Metropolis, sadece büyük bir bilimkurgu filmi değil aynı zamanda sessiz dönemin en iyi filmlerinden biridir. Film, Metropolis’in yükselen gökdelenlerinde zengin seçkinlerin yaşadığı sınıf savaşıyla bölünmüş distopik bir toplumu ve yer altında çalışan işçi sınıfını ele alır. Alman Ekspresyonizm hareketinin bir parçası olan Metropolis, bugün hala geçerli olan etkileyici görsel tasarım ve efekt çalışmaları ile ön plana çıkmaktadır.
İnception, normal bilimkurgu kalıplarına uyan bir film değildir. Üstelik başladığı ilk anlarda James Bond gibi bir aksiyon filmi de sayılabilir. Pek çok avangart yönü olmasına karşın, hem özgünlük hem de çekim olarak bilimkurgu kategorisine uymaktadır.
İnsanların zihinlerine girip onlar rüyadayken akıllarından bilgiler çalabilen Dom, casusluk yaparak bu bilgileri farklı şirketlere satar. Bir gün hayatının fırsatı eline geçer ve bu görevi tamamlayabildiği takdirde vatanına dönebilme şansı elde edecektir. Bu şans için, çok güçlü korunan bir yerden çok katmanlı rüya hırsızlığı yapması gerekir. Görevi sırasında hem izleyici hem de Dom, hangi hayatın gerçek olduğunu sıkça sorgular.
2015 yılında 7. filmini çıkaran Star Wars serisi, her bilimkurgu listesinde sahip olduğu yerini apayrı bir dünyaya pencere açmasına borçlu. Filmlerden sonra ortaya çıkan Jedi dini bile, Star Wars hayranlarının ne denli uç sevgiye sahip olduklarının kanıtı niteliğinde. Filmin 70lerde çıkan ilk 3 bölümü, konu sıralaması olarak 4, 5 ve 6. film olarak devam etmektedir. Ardından 2000’lerin başında çıkan 3 filmlik seri ise konu olarak ilk 3 filmi ele alır. 2015 ile çıkan ve 3 filmlik seri olacak olan yeni çekimler ise konu olarak 7. filmden başlıyor.
Serinin bu karışık düzeni izleme zorluğu yaratıyor olsa da hangi düzende izlerseniz izleyiz sizi şaşırtıcı sürprizler bekliyor. Hem kurgu hem olay örgüsü hem de bağlanış biçimi ile eşsiz bir tarz elde eden Star Wars serisi “çok çok uzak bir galakside” şeklinde başlayan jeneriği ile daha ilk sahneden bilimkurgu dünyasını izleyiciye hissettiriyor.
Çok fazla devam filmi çekilmesine rağmen Star Wars veya Maymunlar Cehennemi için söylediğimiz harika bir seri lafını Alien serisi için söylemek mümkün değil. Elbette serinin içinde pek çok güzel film bulunmasına rağmen, hiç şüphesiz en etkili olan ilk çıkan Alien filmi.
Uyutularak uzaya gönderilen bir grup insanın, yaşama dair ses duymaları ve uzay mekiklerini o sese doğru yönlendirmeleri ile olay başlar. Bu sesin kaynağı sanki binlerce yıldır oradaymış gibi görünen dünya dışı bir uzay aracından gelmektedir. Doğru ve yanlış olan arasında bir seçim yapmak zorunda kalan mürettebat, seçimler ile yavaş yavaş kendi sonlarını hazırlar.
Usta yönetmen Stanley Kubrick tarafından yönetilen film, Arthur C. Clarke’ın kısa öyküsünden uyarlanarak oluşturulmuştur. Film, bilimkurgu tarihinin en kült filmi olarak kabul edilmektedir. Bol aksiyon ve diyalog sevenler için pek uygun olmayan bu yapım kimi zaman izleyiciye yalnızca siyah ekran göstererek gerçekliğin sorgulamasını yaptırır. Yapay zeka, ileri evren ve üstün zeka gibi konuları işleyen bu yapım, tüm uzunluğuna rağmen meraklıları tarafından defalarca izlenebilecek eşsiz bir başyapıttır.
Film, değişik bakış açısı ve özgün konusu nedeniyle kesinlikle bilimkurgu filmlerinin yer aldığı tüm listelerde olmayı hak ediyor. Her zaman için uzaylı istilası temasının işlendiği filmlerden sıkılanlar için District 9, farklı bir bakış açısı sunuyor. Büyük bir uzay gemisinin içinde gelerek dünyaya sığınan dev ıstakoz benzeri uzaylılar, 9. Bölge adı verilen bir yerde mülteci olarak yaşamaya başlıyorlar. Bu yaşam savaşı içinde pek çok eziyete maruz kalan uzaylılar, sürekli çoğalmaları nedeniyle kısa süre içinde 1,8 milyona ulaşmayı başarıyorlar. Tahliye emirlerini imzalatmak için kapı kapı dolaşan bir memur, bu ziyaretleri sırasında kimyasal maddeye maruz kalarak gittikçe uzaylılara dönüşmeye başlıyor. Filmin en güzel yanı ise, uzaylı bakışı üzerinden siyasi yanlışları eleştirmesi.
Başrolünü Tom Cruise’ın oynaması çok abartılı bir film izleyeceğinizi düşünmenize neden olmasın. Bilimkurgu hikâyelerinin ilahı olarak gösterilen Philip K. Dick’in kısa öyküsünden uyarlanan film, sıradan Hollywood yapımlarının aksine inanılmaz özgün bir konu sunmaktadır. Usta yönetmen Steven Spielberg’in yönettiği film, farklı bir dünyada geçer. 3 tane telekinezi yönünden son derece güçlü insan, olacak her kötü olayı sezerek kehanette bulunmaktadırlar. Bu kehanetler sonucunda cinayet işleyecek kişinin adı ve cinayeti ne zaman işleyeceği bilindiği için suç henüz işlenmeden önüne geçilmektedir. Bir gün bu kehanetler, en başarılı polislerden biri olan Tom Cruise’un adını verir ve olaylar başlar.
Bilimkurgudan bahsedilen bir yazıda Matrix’i anmamak imkansız olduğu için listemizin kapanışında kendisine yer veriyoruz. Elbette Matrix de bir seri olmasına rağmen en çok beğenilen filmi 1. filmi olduğundan dolayı sadece ondan bahsetmek yeterli olacaktı. Filmin başkarakteri Neo, dünyadaki düzene direnmeyen sıradan bir insandır. Bir gece hayatı değişir ve farklı bir boyuta geçiş yapar. Aslında yıllardır yaşadığı hayatın bir bilgisayar yazılımından ibaret olduğunu öğrenen Neo, hangi tarafın gerçek olduğuna inanmak konusunda zor bir karar vermek zorundadır.