Hamileliğin ilk haftası nasıl geçer? sorusuna cevap verdiğimiz içeriğimizde hamileliğin ilk haftasında beslenme, egzersiz nasıl olmalı? Erken hamilelik belirtileri nelerdir? Hangi testler yaptırılmalı? Tehlikeler nelerdir? konularına değindik.
Hamileliğin birinci ayı en karmaşık dönem olarak kabul edilebilir. Hamileliğin birinci ayında ilk üç hafta hamile bile sayılmazsınız. Gebeliğin ilk günü, son adetin ilk günü olarak belirlendiğinden teknik olarak ilk üç hafta hamile olunmuyor.
İkinci hafta ile üçüncü hafta arasında yumurtlamanın olduğu dönemde, sperm ve yumurta buluşabilirse gebelik gerçekleşmiş oluyor. Üç veya dördüncü hafta dikkatli anneler belirtileri yavaş yavaş fark edebilir. Ancak buna rağmen vücudun gebeliğe henüz yeni alıştığı bir dönem olduğu için son derece önemlidir.
Erken hamilelik belirtileri ve kan testleri ile gebeliğin tespitinin yapıldığı bu dönemde, beslenmenize dikkat etmeniz ve yaşantınıza daha fazla önem vermeniz gerekmekte.
İçerik
Beslenme konusu, hamileliğin her döneminde önemlidir. Ancak bebeğin oluşum aşamasının temeli olan birinci ay da beslenme konusuna daha fazla özen gösterilmelidir. Gebeliğin ilk ayında bebek büyük oranda annenin stoklarından beslenmektedir. Anne, kendini halsiz ve kötü hissetmemek, bebek için gerekli olan vücut stokunu dolu tutmak için beslenme konusuna dikkat etmelidir.
Gebeliğin her döneminde ama özellikle ilk dönemlerinde beslenme düzeni oluşturmak önemlidir. Kahvaltı asla atlanmaması gereken, gün içindeki en önemli öğündür. Hamilelikte sık acıkma hissi bazı anne adaylarında çok erken başlayabilir. Hamilelik döneminde hissedilen açlık anı çok farklıdır ve genelde bir anda çok acıkmış hissedersiniz. Bu nedenle öğünler arasında ara öğünler yerleştirmek önem taşır.
Kahvaltı ve öğle yemeği arasında protein ve meyveden oluşan bir ara öğün yerleştirebilirsiniz. Öğle yemeği ve akşam yemeği arası çok uzayacaksa iki ara öğün yapılmasında sakınca yoktur. Ara öğünlerde omega-3 bakımından zengin çiğ badem, şeker oranı düşük meyveler, yoğurt yenebilir.
Gebeliğin ilk dönemlerinde bebeğin beyin gelişimi için faydalı ve etkili olan besinlere ağırlık verilmelidir. Gebeliğin ilk ayında 1-2 haftalık dönemde aslen hamile olunmasa da beslenme önemlidir. Gebelik düşünen kadınlar, her zaman beslenme konusuna dikkat etmelidir.
Gebeliğin ilk ayında folik asit açısından zengin besinler tüketilmelidir. Bebeğe faydası olmayacak, normal zamanlarda da zararlı olan besinlere yüklenmek yerine; sebze ve protein ağırlıklı beslenmek gerekiyor. Yaz hamileliği geçirecekseniz; sıcak ve sulu yemekler yemek zor gelebilir. Böyle durumlarda sebze ve meyve ağırlıklı beslenebilirsiniz. Meyve konusunda kendinize mutlaka bir sınır koymalısınız çünkü meyve içindeki şeker de zararlı olabilmektedir.
Gebeliğin ilk haftalarında hemen mide bulantısı olmayacaktır ama nadir olarak belirtileri erken başlayan anne adayları olabilir. Böyle durumlarda bir şey yemek anneye oldukça güç gelecektir. Mide bulantısını bastıracak yiyecekler yemek daha doğru olur. Anneler mide bulantısının geçici bir durum olduğunu kabullenip yemek yiyemediği için kendilerini strese sokmamalılar.
Peynirle birlikte ekmek, salatalık, elma, tuzlu kraker mide bulantısı olduğu dönemlerde daha kolay tüketebilen besinlerdir. Su içmek bu süreçte ne kadar olsa da anne adayları sıvı tüketimini artırmalıdır. Ihlamur gibi rahatlatıcı çaylar doktor kontrolünde içilebilir.
Hamilelik anne adaylarının her konuda çok titizlendiği bir dönem. Hamile olduğunu öğrenen kadın hızlıca hayatını değiştirebilmektedir. Bu noktada anne adaylarının en çok dikkat ettiği konu yasaklı olan besinlerdir.
Hamilelikte zararlı olduğu düşünülen birkaç besin vardır. Cıva oranı yüksek balıklar, maydanoz, portakal aşırı miktarda tüketilmemelidir. Günlük kafein alımı kesinlikle düşürülmelidir. Günde bir fincan, şekersiz Türk kahvesi yeterli olacaktır.
Gebelik öğrenildiğinde hayatınızdan çıkartmanız gereken en zararlı iki şey ise sigara ve alkoldür. Alkolün hiçbir türlüsü, birkaç yudum dahi olsa tüketilmemelidir. Sigara içen anne adayları gebelik ve emzirme dönemlerinde sigarayı mutlaka bırakmalıdır.
Anne adaylarının çok merak ettiği konulardan birisi hamileyken spor yapılıp yapılmayacağıdır. Bu konuda bir genelleme yapmak son derece yanlıştır. Her gebelik kendine has özellikler içerir ve her anne adayının gebeliği farklı geçebilir. Egzersiz konusunda anne, bebek ve gebelik gelişimlerinin seyri göz önünde bulundurulmalıdır.
Gebeliğin ilk ayında ve bundan sonraki süreçte ani hareketlerden kesinlikle kaçınmalısınız. Hafif tempoda yürüyüş, yoga ve pilates gibi rahatlatıcı egzersizler gebelik ilk günlerinde daha doğru tercihler olacaktır. Gebelik ilk ayında ağır kaldırma, vücut geliştirmeye yönelik ağır egzersizler doktor izni olmadıkça tercih edilmemelidir.
Gebeliğin gidişatına bağlı olarak doktorunuz sizi pek çok açıdan kısıtlamaya gidebilir. Gebelik öğrenildikten sonra kanama olmuşsa, doktor kontrolünde gebeliğin riskli bir gebelik olduğuna karar verilmişse, anne adayı daha önce düşük olayı yaşamışsa egzersiz yapmaktan kaçınmalıdır.
Bazı gebeliklerde düşük riski uzunca bir dönem ortadan kaybolmayabilir. Düşük riski olan anne adaylarına genellikle evde istirahat önerilmektedir. Dolayısıyla basit bir yürüyüş bile bu tür hamileliklerde sakıncalı olabilir.
Hamilelik başlar başlamaz doktor kontrolüne gitmek önemlidir. 9 ay boyunca önerilen tetkikleri ve kontrolleri yaptırmak hem bebek hem anne adayı için önemlidir. Hamileliğin ilk ayında yapılan testler, bebeğin sağlık durumuna yönelik net bilgiler içermemektedir. Bu süreçte çoğunlukla anneye bir takım testler yapılırken; bebekte sağlıklı oluşuma yönelik belirtiler aranır.
Hamiliğin hangi haftalarında hangi testlerin yapıldığını öğrenmek için sizi buraya alalım.
Hamileliğin ilk ayında ilk 2-3 hafta teknik olarak hamile olmadığınızdan ultrason yapılmasına gerek olacak bir durum görülmeyecektir. Dördüncü haftada adet gecikmesi olmuşsa ya da gecikme olmadan evde test yapıp pozitif sonuç almışsanız; doktora danışabilirsiniz.
Gebelik şüphesiyle doktora giden kadına ilk olarak Beta HCG testi yapılacaktır. Gebeliğin varlığına yönelik daha kesin bilgi veren kan testi olumlu sonuçlanırsa; doktor ultrasonla rahme bakmak isteyebilir.
Gebeliğin ilk dönemlerinde genellikle transvajinal ultrason tercih edilmektedir. Ultrasonda henüz bebek ve kap atışı görülmeyecektir. Ultrasonda sadece gebeliğe yönelik rahim kalınlaşması, yolk kesesi oluşması, kese varlığı gibi bulgulara bakılır.
Hamileliğin ilk ayında, ilk kontrole gittiğinizde gebeliğe yönelik pozitif sonuçlar alınmışsa; doktor muhtemelen genel tetkik için kan ve idrar tahlili isteyecektir. Kan testinde genel durum hakkında bilgi verecek biyokimya ve hormon testleri de istenebilir. Ayrıca bazı hastalıklara karşı bağışıklık durumunuzu gösteren kan testleri de istenebilir.
İdrar tahlili ilk kontrolde genelde istenmektedir ama bazı doktorlar gerek görmeyebilir. İlk dönemlerde düşük riski yüksektir ve idrar yollarında oluşan rahatsızlıklar bu riski artırır. Bu nedenle ilk etapta bir idrar tahlili yaptırmakta yarar var.
Hamileliğin ilk dönemlerinde bebeğin gelişimi oldukça hızlı olmaktadır. İlk iki hafta gebe olunmadığı kabul edilirse; sonraki iki hafta içinde bebekteki gelişim şaşırtıcıdır. Hala gözle görülür bir delil olmasa da bebek aslında hızla büyümektedir. Bebek bu dönemde aslında birkaç hücreli bir canlıdır. Bölünerek çoğalma hızla devam eder ve bebeğin hücre sayısı hızla artar.
Hamileliğin 1. ayında bebeğe dair oluşumlar henüz ortada yoktur. Ultrason görsellerinde sadece kese ve varsa yolk kesesi görünür. Bunun dışında bebeğe dair bir oluşum henüz söz konusu değildir. Bebek sadece hücrelerden oluşan bir canlı formundadır.
Hamileliğin ilk ayında bebeğe dair ilk görüntüler nadir de olsa dördüncü haftada alınabilir. Bebek dördüncü haftada bile 1 milimetreden küçük bir boyuttadır. Dolayısıyla ultrason cihazlarının bebeğe yönelik bulguları kaçırması normaldir.
Hamileliğin ilk ayında bebeğe yönelik gözle görülür bir belirti olmasa da annenin içinde gelişen olaylar, hızla büyüyen bebek pek çok belirtiye sebep olmaktadır. Anne adayları, gebelik belirtilerini bazen çok erken fark edebilir. Dikkatli anne adaylarında üçüncü haftadan kendilerine bir takım değişiklikler olduğunu fark edebilir.
Birinci ayda annenin vücudunda bazı belirtiler olabileceği gibi duygusal değişiklikler de görülebilir. Duygusal değişimler anne adaylarını rahatsız eden en önemli belirtilerdir.
Hamileliğin ilk aylarında hamileliğe yönelik belirtiler göğüslerde kendini hızla göstermektedir. Anne adaylarının göğüslerinde irileşme, göğüs uçlarında koyulaşma olabilir. Bazen bu değişiklikler daha ileriki dönemlerde de olabilir. Bazı anne adayları göğüslerinde hassasiyet hissedebilir.
Hamileliğin ilk ayında anne adaylarında bir takım erken gebelik belirtileri ortaya çıkabilir. Uykuya eğilim bunların en belirginidir. Daha önce hiç başınıza gelmemiş gibi hissedeceğiniz bir uyuma isteği duyabilirsiniz. Bunda hormonlar ve değişen vücudun yorgunluğu oldukça etkilidir.
Anne adayları bu dönemde mide gazı, şişkinlik, huzursuzluk, sürekli yorgunluk, vücudun çeşitli yerlerinde ama özellikle belde ve kasıklarda ağrı hissedebilirler. Aşırı sinirlilik, ani duygusallaşmalar da erken gebelik belirtileri arasında yer almaktadır. Bazı anne adaylarında çok erken dönemde mide bulantısı, baş dönmesi bile başlayabilir.
Hamileliğin birinci ayında her hafta anne adaylarının vücudunda birçok değişim olmaktadır. Aynı şekilde bebekte hızla değişmekte ve büyümektedir. Gebeliğin her haftası, bebeğin gelişimi için önem taşımaktadır. Bebek büyüdükçe anne adaylarındaki belirtiler de her hafta değişebilmektedir.
Teknik olarak gebeliğin ilk haftası gibi bir tabir bulunmamaktadır. Gebeliğin ilk haftası olarak kabul edilen süreçte anne adayının âdet kanaması muhtemelen yeni bitmiştir ve vücut yeni yumurtayı hazırlamaktadır. Yani gebeliğin ilk haftasında, şansınız varsa döllenecek bir yumurtanız olacaktır.
Hamileliğin ikinci haftası, adet döngüsünde yumurtlamanın gerçekleştiği haftaya denk gelmektedir. Haftanın sonunda ya da üçüncü haftanın başında yumurtlama beklenir. Yumurtlama gerçekleştikten sonra kesin olarak hamile olunacak gibi düşünülmemelidir. Yumurtalıklar tarafından tüplere yollanan yumurta burada kaliteli, güçlü, kendisiyle birleştiğinde harika bir DNA kodlaması oluşturacak sperm hücresi ile karşılaşmalıdır.
Hamileliğin üçüncü haftasında yumurta ve sperm karılaşmış ve döllenme gerçeklemişse; bebeğinize dair ilk bulgular büyük olasılıkla tüplerinizden yavaş yavaş rahme doğru ilerlememektedir. Yolculuk sırasında bebeğinizin hücre sayısı 16’yı bulur. Yolculuk bittiğinde embriyo kendisine rahimde yerleşecek güzel bir yer arayacaktır.
Hamileliğin teknik olarak başlayacağı, önemli haftalardan biri olan üçüncü haftada sperm ve yumurta hücrelerinin zorlu bir savaşı vardır. Başarılı olup rahme ulaşırlarsa; yerleşme gerçekleşir. Üçüncü haftanın sonuna doğru ya da dördüncü haftanın içinde yerleşme kanaması görülebilir.
Yumurtayı dölleyen spermin hangi kromozomu taşıdığı şu an için bilinmiyor olsa da bebeğin cinsiyeti çoktan belirlenmiştir. Anne, babalar cinsiyet öğrenmek için gebeliğin dördüncü ayını bekliyor olacaktır ama bebeğin cinsiyeti üçüncü haftada belli olmuştur.
Gebeliğin üçüncü haftası anne babalar için en zor geçen zamanlardandır. Planlı gebelik denemelerinde ebeveyn adaylarında gebeliğin oluşup oluşmadığına dair merak duygusu had safhadadır ve sürekli bir belirti aranır.
Bu hafta büyük olasılıkla adet olmayı bekliyorsunuz ama gebelik gerçekleşmişse beklediğiniz âdet kanaması olmayacaktır. Bazen gecikme olmadan gebelik fark edilebilirken bazen gecikme olana kadar evde yapılan testlerde gebelik bulgusu olmayabilir.
Hamileliğin dördüncü haftası gebelik varlığından söz edebilmek için yeterli bulgunun olduğu bir haftadır. Doktor istediği kanda gebelik testiyle gebeliğin durumuna yönelik fikir edinebilir. Değer düşükse gebelikle ilgili olumsuz durumlar olabileceği unutulmamalıdır.
Erken fark edilen gebeliklerde, düşük yaşanması olayı daha yüksektir. Aslında çok erken fark etmemiş olsanız; siz hiç anlamadan adet döngüsü ile birlikte kaybolup gidecek olan embriyo; erken fark edilip vücudu terk ettiğinde düşük olarak tabir edilir.
Hamileliğin ilk döneminde düşük riski en üst seviyededir. Gebeliği sağlıklı olup olmadığına yönelik ilk bulgular ayın sonunda ortaya çıkabilir. Karşılaşılabilecek tehlikeler büyük oranda bebek rahme yerleşimini tamamladıktan sonra ortaya çıkmaktadır. Bazı durumlarda yerleşme gerçekleşemeden düşük yaşanabilir ki böyle bir durumda anne adayı hamile olduğunu bile fark etmemiş olacaktır.
İstatistiklere göre düşüklerin büyük çoğunluğu gebeliğin ilk dönemlerinde gerçekleşiyor. Adet gecikmesi olmadan düşük yaşanması, bebeğin yerleşememesi gibi durumlarda kimyasal gebelikten söz edilebiliyor. Aslında bu durum doğanın bizlere vermiş olduğu bir armağan. Doğa, sağlıksız olma ihtimali olan embriyoyu henüz gebelik bilgisi ortada yokken vücuttan atabiliyor.
Hamileliğin ilk ayı bebeğin yerleşimi konusundaki en önemli süreçtir. Üçüncü haftada rahme doğru başlayan yolculuk rahim dışında bir yerde biterse dış gebelikten söz edilir. Dış gebelik devam ettirilemez; mutlaka sonlandırılmalıdır. Ne kadar erken fark edilirse anne adayı için o kadar iyi olacaktır. Bu nedenle gebelik şüphesi hissettiğinizde, farklı karın ve kasık ağrıları yaşadığınızda, kanama olduğunda mutlaka doktora danışmalısınız.