Kinoa, Güney Amerika kökenli ve oldukça fazla faydası bulunan bir bitki. İçeriğimizde Kinoa nedir? Özellikleri nelerdir? Yararları neler? Nasıl kullanılır? gibi pek çok sorunun cevabını bulabilirsiniz.
Güney Amerika’nın en çok tüketilen besinlerinden biri olan kinoa, İnkalara kadar uzanan bir geçmişe sahiptir. Asırlardır insanlığa şifa veren bitki, etkileri keşfedildikçe popülerliğini arttırmaktadır.
Temelde görünüş olarak tahılları andırsa da aslında pancara, ıspanağa daha çok benzemektedir. Bu benzerliğinin temel nedeni yapraklarıdır. Anavatanı, Güney Amerika’nın And Dağları olan bitki, her geçen gün daha çok tanınmakta ve dünyaca tercih edilmektedir.
Faydaları, insan bünyesine olumlu etkileri nedeniyle 2013 yılı Birleşmiş Milletler tarafından kinoa yılı ilan edilmiştir. 2013 itibariyle dünyaya açılan bitki pek çok ülkede en çok tüketilen besinler arasına girmiştir. Üstelik kinoa temel besinler olan buğday ya da pirince alternatif olarak üretilen ucuz ve kolay yetişen bir bitkidir.
İçerik
Ispanakgiller familyasına dahil olan kinoa, otsu bitkilerden biridir. Besleyici ve mineral yüklü yapraklarının yanı sıra bitkinin çiçek açtıktan sonra ortaya çıkan tohumları çok daha kıymetlidir. Özellikle son dönemlerde küresel ısınmanın ortaya koyduğu iklim değişikleri ve dünya nüfusundaki şiddetli artış sık tüketilen besinlere alternatifler üretilmesini gerekli kılmıştır. Daha az yer kaplayan daha kolay büyüyen ve ekonomik olan kinoa bitkisi temel besinlere seçenek olarak üretilmeye başlanmıştır.
Yenilen kısmı tohumları olan kinoanın, tüketen herkes tarafından çok beğenilmesi ve kısa sürede adının hızla yayılması istenen projenin gerçekleştirilmesini sağlamaktadır. Su ve gübre ihtiyacı olmayan kinoa bitkisi bu yönüyle masrafsız ve sıkıntısız bir besindir.
Küçük kinoa tohumlarının insan doğası için faydaları saymakla bitmez. Kanser oluşumuna engel olan kuvvetli bir bağışıklık sistemi ortaya çıkaran bitki, vücudun ihtiyaç duyduğu güç ve kuvveti sağlamaktadır. Bunun yanında kan dolaşımını düzenli hala getirerek kalp ve damar hastalığı çekenlere de engel olmaktadır. İnsanı ölüme sürükleyen bu iki soruna karşı direnç sağlayan bitki, tüm temel aminoasitlere sahiptir. Ayrıca içeriğinde bulunan yüksek oranlı protein oldukça önemlidir. Protein oranına göz gezdirildiğinde kinoanın bitkisel gıdalar içinde en yüksek protein bulunduran bitki olduğunu söylemek mümkündür. Filizlenmeye başlamış bir kinoada kırmızı etten çok daha fazla protein bulunmaktadır.
İnsan vücudunun kullanması gereken 20 aminoasit bulunmaktadır. Vücut bu aminoasitlerden 9 tanesini üretemez dışardan alır. Yoğurttan, kırmızı etten alınabilen bu 9 aminoasidin tamamını kinoa bitkisinden alabilmeniz mümkündür. Vitamin ve mineral bakımından da yüksek olan bitki; A,B,C,D ve K vitaminlerini barındırmaktadır. İçinde kolesterole dair hiçbir şey yoktur.
Kalsiyum ve demir eksikliğine birebir olan kinoa; çinko, magnezyum ve fosfor da bulundurur. İnsan cildinin kırışması ve zaman içinde daha yaşlı görünmesine neden olan pek çok sorunu engelleyen kinoa içinde bulunan süperoksit dismutaz enzimleriyle cilde fayda sağlamaktadır.
Kısa süreliğine çiçek açan ve daha sonra tohum üreten kinoa bitkisinin tüketilebilen kısmı tohumlarıdır. Hazır hale getirildiğinde susam ya da kuskusu andırsa da tadı çok daha farklı ve hafiftir. Kalori bakımından oldukça düşük olan kinoa tohumu, yağ içeriği zayıf besinlerden biridir. İnsanın ihtiyacı olan temel taşlardan meydana gelen tohum, hayvansal gıdalarla yarışabilecek donanıma sahiptir. Kırmızı et tüketemeyen kişiler için en ideal besin olduğunu söylemek mümkündür.
Ev yemeklerine yavaş yavaş dahil edilen kinoa tohumu, tek başına da kullanılabilen bir lezzettir.
Kinoa içinde bulunan mineraller ve vitaminlerle diyabet hastalığının atlatılmasına yardımcı olmaktadır. Yüksek tansiyon, kolesterol ve buna paralel olarak kalp-damar hastalarının rahatça tüketebileceği bir besindir. Kan dolaşımını rahatlatması, damarların genişlemesine yardımcı olması, kansızlığa iyi gelmesi faydaları arasında kabul edilmektedir.
Kinoa; yaşlanmayı geciktiren, cildin yenilenmesini sağlayan bir besindir. Her yaşta rahatlıkla tüketilebilen besin hamilelik sürecinde de oldukça faydalıdır. Özellikle emzirme dönemine girildiğinde annelerin süt artışı için kinoa tüketmelerinde herhangi bir sakınca yoktur.
Vücudu hastalıklara karşı koruyan kinoa, bahar alerjisinden ve mevsimsel enfeksiyonlardan korunmayı sağlar.
İçeriğinde bulunan yağ oranı oldukça düşük olan kinoa, protein değeri yüksek olduğu için tokluk hissi veren bir besindir. Midenin en az 5-6 saat aç kalmasına engel olan bir yapısı vardır.
Kalsiyum bakımından zengin olan kinoa, metabolizmanın hızla çalışmasını sağlamaktadır. Dolayısıyla kilo verme aşamasında yağ yakımını hızlandırmaktadır. Diyet sırasında enerji veren besin aynı zamanda spor için gerekli olan kuvveti de hissetmenizi sağlayacaktır.
Vücudunuzda kilo gibi görünen ancak ödem olan fazlalıklardan kinoa sayesinde kurtulmanız mümkündür.
Lezzeti hafif olan kinoa, farklı besinlerle bir araya geldiğinde rahatsızlık verecek bir madde değildir. Ağır koku ve tat bulundurmadığı için tüm öğünlere adapte olabilmektedir. Bulgur ve pirinç pilavına benzer bir yapısı olduğu için bu iki besinin kullanıldığı her yerde kullanılabilmektedir.
Sulu sebze yemeklerinin, salataların ve ara öğünlerin dengeleyici yemeği olabilen kinoa un haline getirilebilmektedir. Sağlıklı içeriği nedeniyle pasta, kek ve kurabiyelerde kinoa unu kullanılabilmektedir. Bilhassa kilo vermek isteyenler için kinoanın en ideal kullanımı haşlama tekniğidir. Haşlayarak hafif tuz eşliğinde rahatlıkla tüketebilirsiniz.
Kinoa salatası bilhassa akşam yemeklerine eşlik eden en lezzetli salatalardan biridir.
Kinoa salatasını yaparken öncelikle tohumları güzelce yıkayın. Daha sonra suda haşlayın. Haşlandığından emin olduktan sonra süzgeçten geçirin. Üzerine maydanozları kıyarak ekleyin, domatesleri küçük küçük dilimleyin. Son olarak zeytinyağı, nar ekşisi ve baharatlarını ilave edin. Karıştırdıktan sonra 15 dakika kadar bekletin. Servis ederken patates püresinin yanında servis edebilirsiniz.