Kremasyon nedir? Nasıl yapılır? Hangi dinlerde ölüler yakılır? Türkiye’de krematoryum var mı? gibi ölüleri yakma ile ilgili aklınıza takılan pek çok sorunun cevabını içeriğimizde bulabilirsiniz.
Kremasyon kelimesi ceset yakma olarak tanımlanmaktadır. Belli şartlar doğrultusunda, ölen kişinin bir süre içinde yakılıp kül edilmesi amaçlanmaktadır. Bazı dinler için uygun kabul edilen bu işlem, kimi dinler tarafından yasaklanmaktadır. İnançlarına göre defin işlemi ya da kremasyon işlemi isteyen ölü yakınları, defincilere bu konuda isteklerini belirtirler. Daha sonra gerekli donanıma sahip, tecrübeli kişilerce kremasyon yapılır.
Yazının bulunmasından önceki dönem olarak adlandırılan Prehistorya dönemi, tarih öncesi olarak da anılmaktadır. En eski insanlardan bu yana ölen kişinin yakılması ve ruhunun alevlerle beraber göğe yükselmesi amaçlanırdı. Bu alışkanlık ve gelenek Türkler başta olmak üzere pek çok ırkta mevcuttu. Zaman için değişen dinler ve gelenekler bazı ırkların ölüm prosedürünü de değiştirmesini zorunlu kıldı.
İçerik
Kremasyon, kişinin ölümünün ardından cesedin belli bir ısıda kül edilmesi işlemidir. Kül edilme sonrasında küllerin toplanıp bir kaba konulması ve daha sonra gömülmesi söz konusudur. Bununla beraber ölen kişinin talebine bağlı olarak küller farklı şekillerde kullanılabilmektedir. Pek çok kişi öldükten sonra yakılmayı ve denize bırakılmayı vasiyet etmektedir. Durum böyle olunca hemen her ülkede bu amaca hizmet eden kurumlar kurulmuştur.
Kremasyon sonrası kişinin kemikleri tamamen yanmamaktadır. Yanma işlemi sonrasında kemikler istenen toz haline getirilmekte ve hazırlanmaktadır. Ölü yakınları küllerden dilerlerse pırlanta yüzük ve kolye yaptırabilmektedir.
Prehistorya döneminden itibaren en sık kullanılan cenaze törenlerinden biri kremasyondur. Gerek Türklerde gerekse diğer ırklarda cesedin yakılması geleneği yoğun şekilde tercih edilmiştir. Bilhassa Anadolu’da cesedin yakıldığında ruhlar âlemine ulaştığına inanılmış, beden yakıldığında günahlarının affedildiği ifade edilmiştir.
M.S 400-450’li yıllarda toprağa gömülme âdetinin geri gelmesiyle kremasyon işlemlerine ara verilse de 1800’lü yıllarda yapılan araştırmalar sonucunda geri dönülmesine karar verilmiştir. 1896 yılında yapılan tıp konferanslarında, dünyanın geleceği ve insan sağlığı açısından cesetlerin yakılmasının daha uygun olduğu düşünülmüştür. Sonrasında özellikle Avrupa ve Amerika’da kremasyon işlemi hızla yayılmaya başlamıştır.
Kişi öldükten sonra her şeyden önce bulunduğu ülkede kanunen izinlerin alınması gerekmektedir. Bu izinler ülkeden ülkeye değişkenlik göstermektedir. Yasal izinlerin alınması yaklaşık 2-3 gün sürmektedir. Bu süreçte ölü, uygun soğukluğa sahip morglarda bekletilmektedir.
İzin alma süresinde kişinin DNA detayları ve kimlik bilgileri kremasyon raporlarına geçirilir. Eğer kişi vasiyet bıraktıysa ve organ bağışı söz konusuysa gerekli organlar bedenden alınır. Kremasyon öncesi vücutta bulunan tüm metal parçalar atılır.
Kişinin ölümü sonrası kremasyon söz konusuysa yakılacağı krematoryum hazır hale getirilir. Fırına uygun bir tabuta yerleştirilir. Aile izninin yanında yakılma anına şahit olacak 3-4 kişi ortamda bulunur.
Kremasyon işlemi 1090 derecelik sıcaklıkta yaklaşık 2 saat sürmektedir. Bu süre içince bedene dair pek çok uzuv toz halini alır ve kesinlikle herhangi bir koku alınmaz. Yanma işlemi sona erdiğinde soğuması için bir süre bekletilir. Soğuyan parçalardan birkaç kg kemik yığını kalır. Kalan tüm kemiklerin de toz haline getirilmesi için özel öğütme cihazları kullanılır.
Küllenme işlemi tamamlandığında bedenin külleri ile tabutun külleri birbirinden ayrılır. Kişiye ait küller özel bir kap ile yakınlarına teslim edilir.
Kremasyon işlemi farklı isimlerle pek çok dinde uygulanan bir işlemdir. Bunlardan ilki Zerdüştlük, ikincisi ise Budizm’dir. Budizm’de ve yerel Orta Asya dinlerinin pek çoğunda cesetlerin odunla yakılması uygun kabul edilmektedir. Bu şekilde küllerin saklanabileceği, ölen kişinin ruhunun özgür kılınacağına inanılmaktadır. Budizm ile ilgili daha detaylı bilgi almak isterseniz buraya da bakabilirsiniz.
Hristiyanlıkta da kremasyon işleminin bulunduğu bilinmektedir. Dinen herhangi bir sakıncasının olmadığı ancak toprağa gömülmenin daha uygun olduğu ifade edilmektedir. Kremasyon konusunda en sert tavrı takınan dinler ise İslamiyet ve Yahudiliktir. Her iki din için de yakma durumu söz konusu değildir. Cesedin temizlenerek toprağın altında yer verilmesi uygundur.
Öldükten sonra yakılmak istendiğini vasiyet eden kişi, gerekli yasal izinleri aldıktan sonra yakılabilir. Bu süreçte kişinin Müslüman olması söz konusuysa özel izin almak önemlidir. Danışıldığında pek çok İslam araştırmacısından aynı cevaplar alınmaktadır.
İslamiyet’te cesedin kefenlenerek toprağa gömülmesi şarttır. Bunun yanında kremasyon işlemini vasiyet eden kişiler dinden çıkmış sayılmaz çünkü İslamiyet doğum ile yaşam arasındaki süreçle ilgilenir. Öldükten sonrası için herhangi bir sorun ortaya çıkmaz.
Türkiye’de ölülerin yakılmasına ilişkin herhangi bir yasak bulunmamaktadır. Gerekli şartlara uyulduğunda kremasyon işlemi yapılmaktadır. Bununla beraber belediyelerin yasal iznini gerekli kılan krematoryumlar izin alınmadığı için kurulamamaktadır.
1930 yılında krematoryum kurulmasına dair bir yasa çıkarılmış ancak herhangi bir adım atılamamıştır.
Osmanlı döneminde yapıldığı düşünülen ve Anadolu Kavağı sınırları içinde bulunan bugün harabe halde bir krematoryum bulunmaktadır. Temelleri ve harabe halleri bulunan bina bir süre kullanılmış sonra kapatılmıştır. Aradan zaman geçtikten sonra Zincirlikuyu Mezarlığı’nın hemen yanına krematoryum inşa edilmiş daha sonra otoparka döndürülmüştür.
Krematoryum hangi dinde var? Türkiye’de böyle bir yer bulunuyor mu?