Kurtuluş Savaşı tarihi Türk milletinin gururla andığı, tarihi onurlandıran detaylar içermektedir. Vatan için topyekûn seferberlik ilan eden halk, baştan sona çok daha güçlü bir tarih yaratmıştır.
Kurtuluş Savaşı ülke bütünlüğünü korumak adına kalkışılan çok cepheli büyük bir savaştır. Osmanlı Devleti’ni fiilen sonlandıran Mondros Ateşkes Antlaşması sonrasında Kurtuluş Savaşı ile yeni bir millet, devlet var edilmek amaçlanmıştır. Kurtuluş Savaşı özetine göz gezdirdiğinizde varını yoğunu ortaya koyan halk savaşı olduğunu fark edebilirsiniz.
Türklere yaşam hakkı tanımamış, ortadan kaldırıp vatansız bırakmak istemiş dış kuvvetlere en doğru ve görkemli cevap Kurtuluş Savaşı ile verilmiştir.
İçerik
Kurtuluş Savaşı öncesi amacın yalnızca Türk milletini ortadan kaldırmak olduğu aşikârdır. Birinci Dünya Savaşı sonrasında savaşın kaybedildiğinin resmi kanıtı olan Mondros Ateşkes Antlaşması, 30 Ekim 1918 yılında imzalanmıştı. İmzalanan antlaşmada şartların bu denli ağır olması Trakya ve Anadolu’nun elden gitmesi anlamını taşımaktaydı.
İstanbul Hükümeti, anlaşma detaylarının görüşülme sürecinde şartları hafifletmek için elinden geleni yapmaya hazırlanmıştı. Anlaşmanın yapılmasının hemen arkasından Boğazların İngilizlerin eline geçmesi, Trakya’nın Fransızlar tarafından ele geçirilmesi çok uzun sürmemişti. Tüm bunlarla beraber Doğu Anadolu’da 6 vilayetin de Ermenilere bırakılacağı ilan edilmişti.
Yunanlılar kendilerine vaat edilmiş olan Ege Bölgesi’ni paylaşırken, Ermeniler de Güneydoğu Anadolu Bölgesi üzerinde söz sahibi olmaya başlamıştı.
Ülkenin bu durumda olması, gün geçtikçe işgallerin yaygınlaşması zaman kaybetmeden müdahale edilmesini gerekli kılmıştı. Nitekim direniş adına ilk adım Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde Fransızlara karşı yapılmıştı.
Kurtuluş Savaşı nedir, neden olmuştur gibi soruların sorulması; sorulan soruların cevap bulması, ülke tarihi için çok önemlidir. Ülkenin dört bir yandan işgal altına alındığı bu dönemde halka yol gösteren, doğru adım atılmasını sağlayan Mustafa Kemal olmuştur. Mustafa Kemal’in Samsun’da başlattığı direniş adımları kurtuluş için ışık tutmuştur.
Mustafa Kemal, işgallerle beraber halkın yanında olmayı tercih etmiş ve savaşmak için halka güvenmeyi seçmişti. Nitekim Osmanlı Hükümeti’nin kendine verdiği görevi yok sayarak halkın yanında direnişte yer almayı benimsemişti. Bu konuda attığı ilk adım ise Samsun’a çıkmak olmuştu.
19 Mayıs 1919 tarihi yalnızca Mustafa Kemal’in Samsun’a çıkış tarihi değil, Kurtuluş Savaşı’nın resmi olarak başladığı tarihtir. Harekete geçmek istediğini Samsun’da dile getiren Mustafa Kemal ilk mitingi Havza’da yapmıştır.
Kurtuluş savaşı nerede başladı sorusunun cevabı Samsun olarak kabul edilmektedir. Sonrasında ise birçok il ile devam etmiş büyük bir seferberliktir.
Havza genelgesini ilan eden Mustafa Kemal sonrasında zaman kaybetmeden 12 Haziran 1919 tarihinde Amasya’ya gelmiştir. Amasya genelgesinde temel amaç, halka ülkenin durumu hakkında bilgi vermek olmuştur.
Genelge; kurulan Müdafaa-i Hukuku Derneklerini birleştirme tüm ülkeye danışılarak yeni bir yöntem şekli benimseme esasına dayanmaktadır.
Halk Amasya genelgesi ile vatanın bütünlüğünün, milletin bağımsızlığının tehlikede olduğunu anlamıştır. Bu genelge sayesinde halk tüm sorumluluğun kendine düştüğünü idrak etmiştir. Bu nedenle Amasya genelgesi, gerçeklerin net şekilde konuşulduğu kongre kararlarının alındığı bir bildiri niteliği taşımaktadır.
Erzurum Kongresi, bölgesel toplanılan ancak alınan kararlar açısından ulusal kabul edilen bir kongredir. Kurtuluş Savaşı hazırlık sürecinde Erzurum Kongresi’nin çok önemli bir yeri vardır.
Erzurum Kongresi; manda ve himayenin kabul edilmeyeceğini belirmesi açısından çok önemlidir. Bu karar ile Osmanlı Hükümeti içerisinde yer alan ve mandayı kabul eden isimlere net bir reddetme çizgisi çekilmiştir. Yeni bir devlet kurma fikri bu kongre ile kesinleşmiştir.
Erzurum Kongresi’nde Misak-i Milli sınırları ilk kez belirlenmiştir. Kongrede Mustafa Kemal başkanlığında Doğu illerini temsil edecek Temsil Heyeti kurulmuştur.
Kurtuluş Savaşı haritalarla adım adım kazanılan bir savaş olmuştur. Bu sebeple haritada yer alan her vilayete ulaşabilmek için kongreler düzenlenmiş, genelgeler yayımlanmıştır.
Sivas Kongresi, Kurtuluş Savaşı hazırlığı için ikinci büyük kongredir. Bu kongrede Anadolu ve Rumeli’de kurulmuş olan dernekler, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Derneği adı altında bir araya getirilmiştir.
Erzurum Kongresinde kabul edilen Temsil Heyeti 6 kişinin katılımıyla tüm ülkeyi temsil etme kararı almıştır. Alınan bu kararla beraber bölgesel değil ulusal bir adım atılmıştır. Temsil heyetinin başkanlığına getirilen Mustafa Kemal, Kurtuluş Savaşı’nın lideri olarak kabul edilmiştir.
Amasya Görüşmeleri, İstanbul Hükümeti ile Mustafa Kemal arasında geçen görüşmeler neticesinde gerçekleştirilmiştir. Yapılan yazışmalar netice vermediğinden İstanbul Hükümeti, Mustafa Kemal ile görüşmesi için bir elçi göndermiştir.
Görüşmeler sonucunda Türklerin fazla olduğu yerlerde işgallere izin verilmemesi, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Derneği’nin yasal olarak tanınması ve Sivas Kongresi kararlarının İstanbul Hükümeti tarafından kabul edilmesi sonucuna varılmıştır.
Amasya Görüşmeleri sonrasında Meclis-i Mebussan İstanbul’da açılmıştır.
Amasya Görüşmeleri sonrasında Meclis-i Mebussan açılmış olsa da İstanbul’un işgali üzerine kapatılmıştır. Osmanlı yönteminin devre dışı kalmasına neden olan bu durum, ulusun yalnız kalmasına neden olmuştur.
Durumu kurtarmak ve bir an önce işgalleri sonlandırmak adına yetkili bir organ kurulması kararı alınmıştır. 23 Nisan 1920 tarihinde TBMM kurulması, 338 milletvekili ile Kurtuluş Savaşı’na hazırlanıldığının kanıtıdır. TBMM’nin açılması kongrede belirlenen Temsil Heyeti’nin görevinin son bulmasını sağlamıştır.
20 Ocak 1921 tarihinde yeni Türk devletinin ilk anayasası da çıkarılmıştır.
Sevr Antlaşması, Türk’ün ölüm fermanı olarak bilinen vatan ve millet birliğini alt üst eden bir antlaşmadır. 433 maddeden oluşan anlaşma Osmanlı Devleti ile İngiltere, Fransa, Ermenistan, Yunanistan, Hicaz, Polonya, Sırp-Hırvat-Sloven, Çekoslovakya, Belçika ve Romanya arasında imzalanmıştır.
TBMM Sevr Antlaşmasını kabul etmediğini, bu antlaşmayı kabul eden kişinin vatan haini olduğunu ilan etmiş ve Kurtuluş Savaşı ilk adımını atmıştır.
Kurtuluş Savaşı cepheleri içinde en yoğun mücadelelerin geçtiği cephelerden biri Doğu cephesidir. Doğu Anadolu’nun Ermenilerin eline geçmemesi için verilen savaştan Türk milleti zaferle ayrılmış, Ermeniler kendilerine verilen yardım sözünü bulamamışlardır.
28 Eylül 1928 tarihinde Kazım Karabekir komutasında olan Türk birlikleri, Ermenileri yenilgiye uğratmıştır. 30 Ekim’de Kars ve çevresi tamamen temizlenmiştir. Savaş sonrasında Gümrü Antlaşması imzalanmış ve bu antlaşma ile Ermeniler yenilgiyi kabul etmişlerdir.
Gümrü Antlaşması’nda Ermeniler, Sevr Antlaşması’nın geçersiz olduğunu kabul etmişler, Doğu Anadolu’da devlet kurma hayalinden vazgeçmişlerdir. Anlaşmanın en önemli özelliği TBMM’nin ilk siyasi başarısı olmasıdır.
Gümrü Antlaşması ile Misak-i Milli doğu sınırları kısmi olarak belirlenmiştir. Tüm bunlar halkın TBMM’ye ve orduya olan güvenini arttırmıştır.
Kurtuluş Savaşı’nın Güney Cephesi’nde hem İngilizler hem de Fransızlar ile mücadele edilmiştir. İngilizler İskenderun, Antep, Maraş ve Urfa’yı işgal ederken; Fransızlar Adana, Mersin ve Osmaniye’yi ele geçirmişlerdir.
Güney Cephesi özellikle Maraş, Antep ve Urfa halkının göstermiş olduğu olağanüstü seferberlik ile kazanılmış bir cephedir. Bu nedenle Maraş’a kahraman, Antep’e gazi, Urfa’ya ise şanlı unvanları verilmiştir.
Güne Cephesi’nde İngilizlere ve Fransızlara karşı elde edilen zaferler, Antalya ve Isparta’yı ele geçirmiş olan İtalyanları korkutmaya yetmiştir. İtalyanlar, Güney Cephesi’nde savaşmaya gerek kalmadan çekilen ülke olmuştur.
Kurtuluş Savaşı’nda Ayvalık, Denizli ve Salihli bölgesinde Kuvayı Milliye birlikleri kurulmuştur. Kuvayı Milliye, Kurtuluş Savaşı’nın ilk savunma kuruluşu unvanına sahiptir. Kuvayı Milliye birlikleri ile büyük mücadeleler verilmiş olsa da bu birlikler Batı Cephesi’nde Yunanlara karşı istenilen başarıyı sağlayamamıştır.
Başarısızlıkla beraber birtakım ayaklanmalar görülse de düzenli ordu ile Batı Cephesi’nden istenilen sonuç elde edilebilmiştir.
Batı Cephesi kendi içinde birkaç savaşı bulunduran bir cephedir. Başlangıcı 15 Mayıs 1919, bitişi ise 11 Ekim 1922 olarak belirtilmektedir.
Birinci İnönü Savaşı, 6 Ocak 1920 tarihinde iki ayrı koldan savaş açan Yunanlılara karşı gerçekleştirilmiştir. Yunanlıların temel amacı Türkleri yenilgiye uğratmak ve bu sayede Sevr ile vaat edilen topraklara kavuşmaktır.
TBMM’nin Çerkez Ethem isyanı ile mücadele ettiği sırada savaşı başlatan Yunanlar, İnönü mevkiinde İsmet Paşa tarafından engellenmiştir. Batı Cephesi için hazırlanan düzenli ordular bu noktada Yunanlıları durdurmuş ve ilk başarısını elde etmiştir. Beklenmeyen bu başarı, Sevr Antlaşması şartlarının yeniden gözden geçirilmesine, geri adım atılmasına neden olmuştur.
Birinci İnönü Zaferi sonrasında Londra Konferansı kararı alan İtilaf Devletleri, İstanbul Hükümeti’ni ayrı TBMM’yi ayrı davet etmiştir. Bu davetteki temel amaç ise ikisi arasındaki husumetten faydalanarak anlaşma şartlarını kabul ettirmek olmuştur. Ne var ki İstanbul Hükümeti temsilcisi olan Tevfik Paşa, TBMM’yi halkın gerçek temsilcisi olarak ilan etmiş ve İtilaf Devletleri’nin planlarını bozmuştur.
Yapılan görüşme sonrasında, Sevr Antlaşması’nın gerçekleşmeyeceği netleşmiş ve Yunanlılar da Ermeniler de hayallerini ertelemek zorunda kalmıştır.
Londra Konferans’ı sırasında İtilaf Devletleri’nin vermiş olduğu teklifler kabul edilmemiş, İngilizler Yunanlıları kışkırtarak savaşa sürüklemiştir. 23 Mart 1921 tarihinde İngiliz desteği ile harekete geçen Yunanlılar, yeni bir bozguna uğramışlardır.
Kazanılan 2. İnönü Zaferi, düzenli ordunun gücünü kanıtlamış ve ülkenin temizlenmesi adına büyük bir adım olmuştur. TBMM’nin gücünün farkına varan Fransızlar tavırlarını yumuşatmış, İtalyanlar ise ellerinde kalan işgal noktalarından çekilmişlerdir.
Sakarya Meydan Muharebesi, Kurtuluş Savaşı’nın dönüm noktası olarak kabul edilmektedir. 23 Ağustos itibariyle başlayan taarruz 13 Eylül 1921 tarihine kadar devam etmiştir.
Tekâlif-i Milliye emirleri ile tüm eksikleri tamamlanan ordu bu taarruzla birlikte Yunan ordusunu kaçmak zorunda bırakmıştır. Mustafa Kemal’in mareşallik unvanını aldığı bu savaşta, Yunanlılar ilk kez savunmaya geçmek zorunda kalmıştır.
Sakarya Meydan Muharebesi’nde Fransa ile Ankara, Rusya ile Kars Antlaşması imzalanarak istenilen sınırlar belirlenmiştir.
Sakarya Meydan Muharebesi’nin hemen arkasından 26 Ağustos 1922 tarihinde Büyük Taarruz başlatılmış ve düşman birlikleri İzmir’e kadar kovalanmıştır.
İzmir 9 Eylül tarihinde düşmandan temizlenmiştir. Batı Anadolu’nun 18 Eylül 1922 tarihinde tamamen temizlendiği ilan edilmiştir.
Büyük Taarruz zaferinin ardından İngilizlerin isteği üzerine Mudanya Antlaşması imzalanmış, görüşmelere İngiltere, Fransa, Yunanistan ve İtalya temsilcileri katılmıştır.
TBMM adına İsmet Paşa’nın katıldığı görüşmelerde, Kurtuluş Savaşı’nın askeri kısmının son bulduğuna karar verilmiştir. Meriç Nehri Yunanistan ile sınır kabul edilmiş, Doğu Trakya savaşa gerek almadan geri alınmıştır. İstanbul, doğrudan TBMM’ye verilmiş ve Osmanlı Devleti bu antlaşma ile hukuken son bulmuştur. Ülkede bulunan tüm yabancı güçler çekilmiştir.
Bilgizma siz bu konuda gerçekten çok iyisiniz. Kurtuluş savaşı tarihi özet bilgileri çok işime yaradı. Sınav öncesinde şöyle bir göz gezdirdim, işe yaradı.