Ağlamak kişinin içerisinde yaşadığı duygusal karmaşaya karşı bir tepki ve duygularının dışa vurumu olarak kabul edilir. Zaman zaman çeşitli nedenlerle ağlamak normaldir. Ancak sürekli ağlama isteği duymanın altında post travmatik stres bozukluğu, depresyon, anksiyete bozukluğu gibi çeşitli sorunlar yatabilir. Bu sorunun teşhisi tedavi için oldukça önemlidir.
İçerik
Dünya çapında ağlama üzerinde yapılan bir araştırmada kişilerin ayda ortalama 10 kere ağladığını göstermiştir. Ancak ağlama sıklığı yaşanan ülkeye göre önemli miktarda değişir. Örneğin ABD ortalamasına bakıldığında kadınların ayda 3-4 kere erkeklerin ise; yalnızca 2 kere ağladığı dikkat çeker.
Ağlama sıklığı kişiden kişiye değişiklik gösterebilir. Bu nedenle kıyaslama yaparken kendinizin genel durumunu göz önünde bulundurmanız daha mantıklıdır. Eğer ağlama sıklığınız arttıysa ve kendinizi birden ağlarken buluyorsanız sürekli ağlama isteğinin nedenlerine göz atabilirsiniz. Ancak zaman kaybetmeden bir uzman yardımı almanızda fayda vardır.
Hormonal değişimler duygular üzerinde oldukça etkilidir. Özellikle regl dönemindeki pek çok kadının normalde gülecekleri olaylara kızdıklarını ya da ağladıklarını görebilirsiniz. Bunun nedeni prolaktin hormonundaki değişimlerdir. Ayrıca uyuma düzeniniz, stres gibi etkenler de hormonal değişimi etkileyebilir.
Vücutta büyük değişimlerin yaşandığı hamilelik ağlamalarının temel nedeni hormonlardır. Ancak bununla sınırlı değildir. Vücutta ve yaşam şeklinde yaşanan ani değişimler kişinin kendini yorgun ve bunalmış hissetmesine neden olabilir. Ayrıca hamilelik döneminde depresyon yatkınlığının artış gösterdiğini de göz önünde bulundurmak gereklidir.
Depresyon, sürekli yaşanan ağlamanın en sık karşılaşılan nedenlerindendir. Üstelik genellikle önemsenmeyip üzerinde durulmadığından teşhis ve tedavisi yapılmayabilir.
Klasik üzgünlükle karıştırılan depresyonu ayırt edebilmek için beraberin yeme ve uyku düzeninde yaşanılan değişiklikler, karamsarlık, sinirlilik yaşayıp yaşamadığınızı göz önünde bulundurabilirsiniz. Ayrıca normalde sevdiğiniz şeylere karşı ilginizi kaybetmek ve gereksiz yere yaşadığınız suçluluk hisleri de depresyonun önemli belirlilerindendir.
Hemen herkesin hayatında belirli miktarda stres olsa da uzun süreli stresler nedeniyle beyniniz sürekli baskı altında olabilir. Kaygı bozukluğu olarak da kendisini gösterebilen kronik stres yaşam kalitenizi önemli anlamda düşürür.
Kaygı bozukluklarında ağlama krizlerinin yanı sıra kalp atış hızında artış, terleme, uyku sorunları, dikkat dağınıklığı, sindirim sisteminde değişiklikler kendisini gösterebilir.
Bir sınav maratonunda ya da işlerinizin en yoğun olduğu zamanda yaşadığınız sürekli ağlama isteği hayatınızı daha da zora sokuyor olabilir. Ancak yorgunluk ve uyku eksiklikleri ağlama isteğini önemli anlamda arttırır. Ayrıca verimliliğinizin de düşmesine neden olabilir. Bu nedenle vücudun verdiği bu sinyali alarak dinlenmek için zaman ayırmanızda fayda vardır.
Beklenmedik zamanlarda gelen ağlamalar, zor durumda kalmanıza neden olabilir. Ancak sürekli ağlama isteği yaşıyorsanız hayatınızı gözden geçirmenizde fayda vardır. İstemediğiniz bir işte mi çalışıyorsunuz? Aşk ya da arkadaşlık ilişkilerinizde sorunlar mı var? Mutsuz musunuz? Bu gözden geçirme esnasında bir uzman desteği alabilirsiniz.
Bir anda gelen gözyaşlarını ve ağlama krizlerini önlemek içinse şu ipuçlarından faydalanabilirsiniz.