Milattan önce 2800’lü yıllarda inşa edilen Keops Piramidi nerededir? Mimarisi nasıldır? Tarihçesi nereye dayanmaktadır sorularına cevap verdiğimiz içeriğimizde Keops Piramidi hakkında detaylı bilgilere yer verdik.
Keops Piramidi, Büyük Piramit adıyla da bilinmektedir. Dünyanın Yedi Harikası’ndan bugüne kadar ayakta kalan tek eser olduğu kabul edilir. Keops Piramidi’nin yanında firavunun en yakın hizmetlilerine ve prenseslere ayrılan beş piramit daha bulunur.
Keops Piramidi içerisinde milattan önce 2800’lü senelerde hükümdarlık yapan Khufu’nun mezarı vardır. Görsel olarak bakıldığında Keops Piramidi, Dünya’nın Birinci Harikası olma hakkını kazanmıştır. Mısır piramitlerinin dünyadaki bütün anıt kabirlerin en büyüğü ve en eskisi olduğu kabul edilir.
Piramidin içerisinde firavunun mumyası ve birkaç heykel bulunmaktadır. Piramitlerin ne ifade ettiği, neden yapıldığı çok araştırılsa da, kesin bir bilgiye ulaşılamamıştır. Firavunların mezarı olarak kullanılan piramitler, kutsal olarak kabul edilir.
İlginizi Çekebilir: Dünyanın 7 Harikasını Yakından Tanıyın
Keops Piramidi, Mısır’ın başkenti Kahire yakınında olan Nil Nehri’nin batısında bulunur. Gizze yaylasında olduğu bilinen Keops Piramidi’nin yanında Kefren ve Mikeranos adında iki piramit daha olduğu varsayılır. Kefren Piramidi’nde Hükümdar Khufu’nun kardeşi Kefren, Mikeranos Piramidi’nde ise, Khufu’nun en küçük kardeşi Mikerinos’un mezarı vardır.
Keops Piramidi’nin yapımının yaklaşık olarak 20 yıl sürdüğü anlatılır. Dünyadaki en büyük insan yapımı olarak kabul edilir ve yüksekliğini 4000 yıl boyunca insan yapımı hiçbir cisim geçememiştir. Mısır’da yaşayan kabilelerin firavunlarını mumyaladığı, eşyalarıyla ve yiyeceklerle piramitlere koyduğu söylenir. Mısırlıların, ölenleri yiyecek ve eşyayla gömme sebebi ise, öldükten sonra yaşamını devam ettirecekleri düşüncesidir
Milattan önce 2800’lü yıllarda inşa edilen Keops Piramidi’nin orijinalinde, dış kısmının taş levhalarla kaplı olduğu bilinir. Keops Piramidi’nin inşa edilmesi ile ilgili iki çeşit varsayım bulunmaktadır. Birinci varsayım; spiral olan rampalardan çıkartılan taş bloklar üst üste dizilir ve rampalara çamur kaplanarak, sulanır. Daha sonrasında taş bloklar itildiği takdirde kaydırılabilir.
İkinci varsayım ise; yapılan taş blokların, büyük manivelalarla kaldırılacağı düşüncesidir. Keops Piramidi’nin içerisinde üç adet oda olduğu kabul edilir. En alt kattaki oda, kayanın ovulmasıyla oluşturulmuş ve tamamlanmamıştır. Kral odası ve kraliçe odası olarak bilinen iki oda, primidal yapısının üzerinde yerini alır. Piramitte kullanılan en büyük taşlar, kral odasındaki granitlerdir.
Granitlerin ağırlığı, 20 ton ila 80 ton arasında olduğu kabul edilir. Keops Piramidi’nin inşasındaki dış yapı eğik olarak yontulmuş, beyaz kireçtaşından olan taşlarla kaplanmıştır. Milattan sonra 1300 senesinde gelen şiddetli bir depremle, Keops Piramidi’nin dışındaki kaplama taşları yerinden oynamış ve düşmüştür. Düşen taşların cami ve kalelerin yapımında kullanıldığı bilinir.
Mısır, Akdeniz’in serin sularıyla sıcak kumların birleştiği yerdir. Antik çağ tarihinin en önemli ülkelerinden olan Mısır, mimarisi ve mitolojisiyle ünlüdür. Keops Piramidi’nin kenar uzunlukları 230 metredir ve milattan sonra 1889 tarihine kadar en büyük eser olarak kabul edilir.
Fransa’da yer alan Eiffel Kulesi’nin yapılmasıyla, Keops Piramidi rekorunu kaybetmiştir. Hükümdar Khufu’nun çok acımasız ve vicdansız olduğu söylenir. Keops Piramidi’nin yapılmasında herkesi canla başla çalıştırmış, hatta Arabistan’da olan taş ocaklarından, Nil Nehri’ne kadar taş çektirmiştir Yazılan bir öyküde, Keops Piramidi için öz kızını geneleve göndererek fuhuş yaptırdığı bilinmektedir.
Her taş karşılığında, bir kişiyle birlikte olduğu anlatılmış ve küçük bir piramide yetecek kadar taş biriktirdiği yazılmıştır. Keops Piramidi’nin konumu da birçok araştırmacının dikkatini çekiyor. Dünya haritasından bakıldığında, piramidin ucundan geçen meridyen kara ve denizleri ikiye böler. Ayrıca Keops Piramidi, hem dünyaya göre hem de Mısır’a göre tam merkezde bulunur. Yapılan araştırmalara göre piramidin kendine has bir enerjisi olduğu saptanmış, içinde bulundurduğu ölü hayvan ve artıklara zarar vermediği görülmüştür.