Aleksandrit taşı, krizoberil taşının alt türlerinden biri olan son derece değerli ve pahalı bir taştır. Oldukça eski bir taş olan aleksandrit, köklü bir kullanım tarihine sahiptir. İlk keşfinde zümrüt zannedilen bu taşın daha sonra farklı bir tür olduğu ortaya konmuştur.
Yapılan araştırmalar sonucunda aleksandrit taşının da birçok şifalı taş gibi insan üzerinde etkili olduğu ortaya çıkmıştır. Bilhassa merkezi sinir sistemi üzerinde faydaları oldukça fazladır.
Sinirsel dengesizlik yaşayan bireyler için aleksandrit taşı düzenli sakinleştirici etkiye sahiptir. Bununla beraber kalpten böbreklere kadar pek çok fizyolojik soruna çare olduğu da bilinmektedir. Aleksandrit taşını üzerinde taşıyan kişi için pek çok hastalıktan kurtulmak mümkün olacaktır.
İlginizi Çekebilir: Akik Taşının Özellikleri ve Yararları
İçerik
Aleksandrit, krizoberil taş türü içerisinde yer alan, kıymetli taşlardan bir tanesidir. Kolay dağılabilen bir anda parçalanabilen bir yapıya sahiptir. Bu nedenle son derece hassas şekilde çıkarılmalı, işlenmelidir. Kıymetli olmasının temel nedeni yoğun dikkat ve işçilik istemesidir. Güneş ışığında farklı, yapay ışıkta çok farklı bir renk alan aleksandrit özel tonlara sahiptir.
Aleksandritin en yoğun yoğun görüldüğü bölge Ural Dağları’dır. Çok nadir ve az bulunduğu için bu bölge özel korumaya alınmıştır. Hassasiyeti ve az bulunurluğu nedeniyle aleksandrit yerine krizoberil taşı tercih edilmektedir.
En eski, kıymetli taşlardan biri olan aleksandrit taşı Ural dağlarının eteklerinde keşfedilmiştir. Keşfedildikten bir süreye kadar zümrüt zannedilmiş, zümrüt niyetiyle işlenmeye başlanmıştır. Ne var ki zümrüdün dayanıklılığının aleksandrit taşında olmadığı fark edilmiştir. Sonrasında keşfi yapan, araştıran bilim adamları tarafından farklı bir tür olduğu tespit edilmiştir.
O dönemde Rusya’nın veliahdı olan 18 yaşındaki Czar Alexander’s’ın ismi verilmiştir. Daha sonra kıymetli olduğu için dünyaya duyurulmuştur.
Aleksandrit taşı renk değiştiren taş grubunda yer almaktadır. Güneş ışığında açık ve koyu tonlarda yeşil renk alan taş, yapay ışık tutulduğunda mor ve kızıl tonlarına bürünmektedir. Bunun temel nedeni içerisinde bulunan demir oranıdır. Yüksek oranlı ısıya maruz kaldığında ise kum gibi dağılabilme özelliğine sahiptir. Aynı şekilde renginde sarımsı, kızılımsı değişiklikler ortaya çıkmaktadır.
Çoğunlukla yuvarlak şekilde olan aleksandrit taşı oldukça parlak bir tonlamaya sahiptir. Krizoberil taşından ayrılmasını sağlayan en temel özelliği şeklidir. Krizoberil daha yayvan ve ince olmaktadır. Ayrıca rengi de daha sönüktür. Üstelik ışıkta renk değiştirme özelliği yalnızca aleksandrit taşında mevcuttur.
Işıkla arasında farklı bir bağ olan aleksandrit taşının, zararlı ışınlara karşı koruyucu görevde olduğu bilinmektedir. Başta güneş ışığı olmak üzere ortamda radyasyon kaynaklı zararlı ışık yayan araç varsa aleksandrit taşı tüm bu olumsuz ışınları kendinden toplayıp yok etmektedir. Bu sebeple parmaklarınızda bu özel taştan yapılmış bir yüzük olması vücudunuzu radyasyondan bir nebze olsun koruyacaktır.
Aleksandrit taşının en önemli faydalarından biri de kan kanseri ile mücadele etmenizi kolaylaştırmasıdır. Kan hücreleri arasında zararlı kanserli hücrelerin ölümünü arttıran bu taş, normal sağlıklı hücrelerin artışını sağlamaktadır. Dolayısıyla vücudun kendini yenilemesini de mümkün kılacaktır. Ayrıca çekeceğiniz acıyı yarı yarıya azaltacağı da ortaya konmuştur.
Hücre yenilemede etkili olması vücudun kendini onarmasını hızlandıracaktır. Dolayısıyla kanserin hasarını azaltmak için aleksandrit taşından faydalanılabilmektedir.
Herhangi bir nesneye, insana ya da canlı bir varlığa dokunduğunuz zaman derinizin algılayabildiği kadarını hissedersiniz. Dokunma hissiniz az ise bu durumda hissiyatınız da az olmaktadır.
Aleksandrit taşının en önemli etkilerinden biri de dokunma duyusunda hassaslık yaratmasıdır. Dokunduğunuz nesneyi çok yönlü olarak hissedebilmenizi sağlamaktadır. Dolayısıyla parmaklarınızda vücudunuzda dokunmaya karşı hassasiyet artışın gözlemlenmektedir.
Aleksandrit taşı hormonal dengesizliklere son veren bir taştır. Özellikle bayanların regl döneminde sık sık yaşadığı hormonal sıkıntılara bu taş ile son verilebilmektedir. Hormonların neden olduğu fizyolojik hastalıklara da bir o kadar faydası dokunmaktadır.
Vücuda alınan proteinleri en iyi şekilde kullanmayı sağlayan bu özel taş, protein sindirimini düzenlenme görevini yerine getirmektedir. Bu sayede protein eksikliğinden kaynaklanan pek çok hastalığın da önüne geçilmektedir.
İnsan metabolizmasının daha hızlı ve düzenli çalışmasını sağlayan aleksandrit taşı, sinirsel sorunlar nedeniyle meydana gelen kasılmalara da engel olmaktadır.
Kas kasılmaları için bu taşla yapılan masajlar oldukça etkili olmaktadır. Bunun yanında iskelet sistemine de etki ettiğine inanılan taşın kemiksel sorunlara iyi geldiği bilinmektedir.
Aleksandrit taşı özellikle bayanlar tarafından sevilen taşlardan biridir. Hormonsal etkileri göz önüne alındığında yaşanan sinirsel sorunlara faydası olduğu görülmektedir.
Hormon değişimlerinin neden olduğu gerginlik, sinir, zamansız ağlama gibi pek çok problem bu taşın enerjisi ile dağılabilmektedir. Bununla beraber merkezi sinir sistemi üzerinde de etkili olan bu taş, psikolojik pek çok rahatsızlığa çözüm oluşturabilmektedir. Bunlardan en önemlisi de hayat enerjinizde artış sağlamasıdır.
Kişinin yaşama daha sıkı sarılmasını sağlayan aleksandrit taşı, mutluluk hormonunun en yüksek seviyede salgılanmasını mümkün kılar. Dolayısıyla üzüntüleriniz ve olumsuz fikirleriniz uzun süre sabit kalmaz. Üzerinizde bu taşı taşımanız durumunda hızla dağılarak yerini pozitif düşüncelere bırakır.
Özgüven sorunu yaşayan bireyler için aleksandrit taşı önerilmektedir. Üzerinde bu taşı taşıyan bay bayan herkesin özgüven, özsaygı kaygısı yaşamadığı bilinmektedir.