Sanat akımı nedir, sanat akımları ve temsilcileri kimlerdir araştırması yapmak istediğinizde bunun çok geniş bir yelpaze olduğunu bilmelisiniz.
Sanata dair merak ettiğiniz her şeyi gerek edebiyat gerek resim gerekse müzik alanında değerlendirebilirsiniz. Bu alanların her birinde fikirlerini beyan eden birçok kişinin yer aldığı dikkatinizi çekecektir.
Sanat akımları kısaca bu kişilerin fikirlerini beyan ettikleri bir süre etkisini hissettiren durumdur.
Geçmişte varlığını hissettiren, bugün ve yarın da var olacak sanat akımları, insanlığın sanata ve sanatçıya bakış açısını etkilemektedir. Düşünce boyutunda farklı olana kapı açmayı, farklı fikirleri benimsemeyi sağlayabilmek adına akımların çok olması önem taşımaktadır.
Edebiyatınızda müziğinizde ve yahut çağdaş, modern tüm sanatlarınızda ne kadar çok sanat akımı olursa o kadar karma bir başarı elde edersiniz.
İçerik
Sanat akımı nedir sorusuna verilecek cevap farklılık gösteren harekettir. Anlayış, düşünüş, görüş ve duyuş bakımından sanata farklı bakan kişilerin oluşturduğu bir harekettir.
Kimi sanat akımları belli bölgeler, şehirler ve ülkelerle sınırlı kalırken; kimileri dünya genelinde varlığını hissettirmiş akımlar olmaktadır. Bazı akımlar, hızla yayılarak sanatın pek çok alanında kendini gösterirken bazıları daha sınırlı sanat dallarında var olmuştur.
Her sanat akımının çıkış tarihi, alanı ve sanatçıları vardır. Bu akımın fikirlerinin savunucuları da sanat akımı temsilcileri olarak isimlendirilmektedir. Sanat akımı temsilcilerinin bulundukları her noktada fikirlerini beyan ettikleri, sanata bakış açılarını duyurdukları görülmektedir.
İnsanın içindekileri dışa vurması için tercih edilen akımlardan biri de ekspresyonizmdir. Akım, genel olarak resim alanında kendini göstermiş ve tablolarda insanın çirkin yüzü anlatılmıştır.
Dışa vurumculuk akımında, resim ve şiirler karanlık ve buhranlı bir hava ile aktarılmıştır. Bu açıdan döneminin en konuşulan akımlarından bir tanesi olmuştur. Başta Van Gogh olmak üzere Munch ve Modiglani bu akımının en önemli temsilcileri olarak bilinmektedir.
Empresyonizm, 19. yy’da Fransa’da doğan akımlardan biridir. Edouard Menet ile temsil edilen bu akım temelde, izlenim mantığına dayanmaktadır.
Görülenin her an başka olduğu, insanın eşyalara, nesnelere baktıkça her an farklı izlenimlere kapıldığı üzerinde durulmaktadır.
Resim sanatından doğan bu akım daha sonra edebiyatta da varlığını hissettirmiştir. Vincent Van Gogh ve Camille Pisarro bu akımın en önemli temsilcileridir.
Edebiyatta var olmayan ancak resim sanatında uzun süre adından söz ettiren akımlardan biri fovizmdir. Fovizm akımı 20.yy’ın başlarında Fransa’da doğmuştur. İnsanın içindeki yırtıcılığı ifade ettiği için Türkçeye yırtıcılık ismiyle geçmiştir.
Birçok sanat eserinde görülen yırtıcılık akımı, insanın patlama anlarını konu almaktadır. Resimlerde en zirvede olan insanı görebilmek mümkündür. Maruice De Vlaminck ve Henri Matisse bu akımın en önemli temsilcileri olarak bilinmektedir.
Fütürizm, Türk edebiyatında Nazım Hikmet ile adını duyuran ve son derece farklı kabul edilen akımlardan biridir. Resim odaklı doğan fakat daha sonra şiirde de önemli bir yere sahip olan bu akım, temsilcilerinin uzun süre etkisinde kaldığı bir akımdır.
Başta Nazım Hikmet olmak üzere hem Türkiye’de hem de dünyada birçok sanatçı fütürizm izlenimlerini sanatlarına yansıtmıştır.
Dinamizm olarak Türkçeye çevrilen bu akımın temel amacı sesi yansıtmaktır. Ses hareketlerini tabloya ve mısraa taşıyan farklı bir akım olarak kabul edilmektedir.
Makinelerin sesleri, tren, fırtına ve kasırga bu akım bünyesinde en çok işlenen konulardır. Çıkardıkları her bir sesi tabloda ya da mısralarda yakalayabilmek mümkündür. Umberto Boccioni ve Luigi Russolo bu akımın en önemli temsilcileri kabul edilmektedir.
Hem şiirde hem de resimde kendini gösteren akımlardan bir diğeri kübizm akımıdır. Başlangıç noktası resim sanatı olan akımın ilk temsilcisi Pablo Picasso olarak bilinmektedir.
Tamamıyla geometri üzerinde kurulu olan bu akım, doğayı ve insanı da bu gözle görmektedir. Kendisinden sonraki tüm akımlarda etkileri görünen kübizm akımı bu geometrik şekillerle varlığını sürdürmüştür.
Dönemde resmedilen tablolara göz atıldığında anlatılmak istenen her şeyin geometrik keskin şekillerle ifade edildiği dikkat çekmektedir.
Empresyonist akıma bir cevap olarak doğan ve çatışmayı uzun süre sürdüren kübizm akımı, temsilcilerinin ilgililerinin çok olduğu bir akımdır. Pablo Picasso dışında; Juan Gris, Georges Braque ve Fernand Leger bu akımın temsilcileri arasında yer almaktadır.