Büyük bir aşk ve sevgi ile başlayan evliliklerde, zaman içerisinde sorunlar baş gösterebilir. Çiftler, birer eşten daha çok ev arkadaşına dönüşür ya da tartışmalar artar, taraflar birbirlerine çok daha az zaman ayırmaya başlar. Evliliğin zaman içerisinde kalitesinin düşmesinin nedeni çoğu zaman eşlerden birinin ya da her ikisinin de üstlerine düşen görevleri yapmamasından kaynaklanmaktadır. Her iki taraf da kendi sorumluluklarını unutmaz ise; evlilik kaç yıldan beri devam ediyor olur ise olsun ilk günkü heyecan, saygı ve sevgi devam ediyor olacaktır.

Her evliliğin kendi içerisinde farklılıklar gösterdiği ve daha fazla özen gösterilmesi gereken noktalar olduğu bir gerçek olsa da bazı noktalar vardır ki hemen hemen her evlilik üzerinde ciddi etkileri vardır.

Evlilikte Saygının Önemi

Evlilikte saygı en önemli unsurlardan biridir. Bir ömür boyunca söz veren çiftlerin birbirlerine karşı saygısını yitirmemesi gerekir. Karşısındaki kişinin fikirlerine saygı duymalı, katılmasa dahi sonuna kadar iyice dinlemelidir. Böylelikle her iki tarafta empati duygusunu kullanarak, daha mutlu ve huzurlu olabilir.

Çiftlerin Birbirlerine İlgi Göstermesi

Hayatın zorlukları, geçim sıkıntısı gibi sebeplerden dolayı eşlerin arasındaki ilişki monotonlaşmaktadır. Özellikle çocuklu ailelerde zamanın çoğu çocuklara ayrıldığı için bayanlar kendilerine ve eşlerine gereken özeni gösteremeye fırsat bulamayabilir. Günümüzdeki evliliklerin yarısından fazlası ilgisizlik sebebiyle bitmektedir. Eşlerin az da olsa zaman ve fırsat yaratması, bu sorunu çözecektir. Yapılacak olan küçük bir sürpriz bile evliliği sıradanlaşmaktan kurtarabilir.

Genellikle bayanlar, erkeklerden daha çok detaycıdır. Saçını boyadığı, kilo verdiği ya da bir değişiklik yaptığı zaman fark edilmek isterler. Fark edilmediği takdirde kırılabilir, sorun yaratabilirler ve küçük sorunlar yığılarak daha büyük sorunlara neden olabilir. Öfkelenen bir bayana fark edildiğini göstermek için söylenen bir söz bile onun yelkenleri indirmesine yetebilir.

Öfke Kontrolü Nasıl Sağlanır?

Yaşanılan olaylardan, kavgalardan, huzursuzluktan doğacak olan öfke boşanmanın temel sebeplerinden biridir. Öfkeyi kontrol altında tutmak çoğu kişiye göre zordur. Ancak aynı zamanda çiftler arasında aşılması gereken en önemli sorunlar arasında yer alır. Bir taraf sinirlenince, karşı taraf alttan almalı, sakinleştirmeye çalışmalı ya da susmalıdır.  Öfkelenen kişi ise karşısındakini kırmamak için gerekirse ortamı terk etmeli, sakinleşmek için nefes egzersizleri yapmalı, yıkıcı değil, yapıcı olmaya çalışmalıdır. Sinir anında söylenen bir sözün, daha sonrasında evliliğe zarar vereceği düşünülmeli ve ona göre konuşulmalıdır.

Evlilikte Aşırı Kıskançlık Zararlı mıdır?

Kıskanılmak çoğu kişi tarafından sevilmeyi ifade eder. Kişiler, ilk zamanlarda kıskanılmaktan hoşlansa da bir süre sonra güvensizlik olarak algılanır. Kıskançlık dozu iyi ayarlanmalı ve aşırıya kaçılmamalıdır. Her şeyin fazlasının zarar olduğu düşünülmeli ve ona göre davranılmalıdır. Kararında yaşanan kıskançlık hoş görülse de, fazlası evlilikte sorunlara neden olabilir.

Evlilikte Özgüvenin Önemin

Özgüven kişinin kendine olan güvenini temsil eder. Özgüven yoksunu kişiler sorunları doğru analiz edemez, risk almaz ve sorumluluktan kaçarlar. Kadın ya da erkek fark etmeksizin kendine güvenmeli ve inanmalıdır. Sürekli karşı tarafa bağımlı kalmaktan kaçınılmalıdır. Eşlerin kendine olan güvensizliği, bir şeyleri yapamama ve üstesinden gelememe düşünceleri, karşı tarafı olumsuz yönde etkilemektedir.

Pozitif Olmak İçin Ne Yapılması Gerekir?

Yoğun bir iş günü, gün içinde karşılaşılan olumsuz şeyler, pozitif düşünmeyi zorlaştırabilir. Kişinin yorgun ve keyifsiz olmasına sebep olabilir. Fakat yaşanılan stres, sorunlar, keyifsizlik ev fertlerine yansıtılmamalı. Duş almak, müzik dinlemek, stresi biraz da olsa azaltacaktır ve daha pozitif olunmasına yardımcı olacaktır.

Evlilikte Sadakat Ne Kadar Önemlidir?

Sadakatin sadece cinsellikten ibaret olmadığı bir gerçek. Eşlerin birbirlerinden bir şey saklaması, aldatması ve hor görmesi de sadakatsizlik olarak kabul edilebilir. Sevgi ne kadar fazla olsa da, sadakat olmadığı sürece evliliğin yürümeyeceği bilinmeli ve ona göre davranılmalı.

Evlilikte Görev Paylaşımı Olmalı mıdır?

Evlilik beraberinde sorumluluğu da getirir. Sadece tek tarafa yığılan sorumluluk, zamanla ilişkiyi yorabilir. Eşler arasında görev paylaşımı yapılması, her iki taraf içinde iyi olacaktır. Böylelikle evliliğin yükü tek kişinin üzerinde olmaz ve yaşanacak sorunların önüne geçilmiş olur.

İletişim Eksikliği Evliliği Etkiler mi? 

Evlenmeden önce sabahlara kadar konuşulacak konular bitmez. Her fırsatta atılan mesajlar, aramalar yerini evlendikten sonra sadece bir şey söylemek için aramaya bırakır. Evlilikte iletişim eksikliği içinden çıkılmaz sorunlara sebep olabilir. Eşler oturup konuşmalı, gün içerisinde birbirlerini aramalı, iletişimi olabildiğince güçlü tutmalıdırlar.  Karşı tarafa kendini özel hissettirmeli, sorunlardan kaçmak yerine onlarla yüzleşmelidir.

Geçmişi Gündeme Getirmek Evliliğe Zarar Verir mi?

Herkesin bir geçmişi vardır. Tartışmalarda, kavgalarda sürekli geçmişi gün yüzüne çıkarmak aşılması güç problemler meydana getirir. Kişilerin karşısındakini geçmişiyle kabul etmesi ve ona göre evlilik kararı alması gerekir. Yaşanılan her tartışmada çocuklarında etkileneceği düşünülmeli ve ona göre konuşulmalı.

Evlilikte Üçüncü Şahısların Etkisi

Evlilik, iki kişinin birleşmesi ve daha sonrasında çocukların olmasıyla çoğalan bir aile kurumudur. Alınan kararlara etki eden kişiler eşler ve çocukları olmalıdır. Eşlerin ailelerinin ya da dışarıdan üçüncü şahısların kararlara karışması, fikir ayrılığı meydana getirebilir ve eşlerin ters düşmesine sebep olabilir. Her iki taraf da fikirlerini sunmalı ve hangi kararın daha iyi olacağına birlikte karar vermelidir.

Güven ve Şüphe Evliliği Bitirir mi?

Güvensiz bir evlilik düşünülemez. Eşlerin sürekli şüphe içinde olması, bir şeyler ima etmesi, yerli yersiz kıskançlıkları, kısıtlamaları gibi sebepler güvensizliğin habercisidir. Çiftler merak ettikleri şeyleri ertelemeden konuşmalı, aklındaki soru işaretlerini gidermelidir. Konuşulmayan her konu ya da şüphe çiftleri birbirinden uzaklaştırabilir. Sorunlar ertelenmemeli ve bir an önce çözüme kavuşturulmalıdır. Aksi takdirde her geçen gün evliliğe zarar verebilir.

Başka Çiftlerden Örnek Vermek Evliliği Zedeler mi?

Ne olursa olsun çiftlerin başkasıyla kıyaslama yapmaması gerekir. Başka çiftlerden örnek göstermek, onlar gibi olmaya çalışmak ve özenmek karşı tarafı yorabilir. Evlilikte ikili ilişkilere önem verilmeli, karşısındaki olduğu gibi kabul edilmeli ve değişmeye zorlanmamalıdır.

Hesapların Ortak Olmasının Evlilikteki Rolü Nedir?

Her iki tarafın çalışması ‘’senin paran’’ ya da ‘’benim param’’ gibi etmenleri de beraberinde getirmektedir. Kesinlikle gelir ayrımı yapılmamalı ve eve giren gelirin ortak olduğu kabul edilmeli, ona göre davranılmalıdır.

Evlilikte maddi açıdan sıkıntıya düşmemek için harcamalara dikkat etmek gerekir. Eşlerin bitmeyen alışverişleri, ihtiyaç fazlası harcamaları bir zaman sonra maddiyat zorluğunu da beraberinde getirecektir. Kişi sadece kendini düşünmemeli, evlilikte her şeyin ortak olduğunu göz ardı etmemelidir. Çocuk bekleyen çiftlerin birikim yapması, ilerdeki zorlukların önüne geçebilir.

Evlilikte Kullanılan Üslup Nasıl Olmalıdır?

Eşler konuşma üslubuna dikkat etmeli, bir şey isterken ya da konuşurken emri vaki istemek yerine, rica edilmelidir. Özellikle eve gelen misafirlerin yanında eşlerini küçük düşürecek sözlerden kaçınılmalı, tatlı dille konuşulmalıdır. Eşlerin arasında sorun varsa bile, gelen kişilere yansıtılmamalıdır.

Evlilikte Ortak İlgi Alanlarının Olması Gerekir mi?

Çiftlerin aynı hobilere ilgi duyması ya da yakın ilgi alanları keşfetmesinin önemi, özellikle kadınlarında toplumsal hayata aktif bir şekilde katılması gün geçtikçe artmaktadır. Çiftlerin ortak ilgi alanları evlendikten sonra da ortaya çıkabilir. Ortak hobiler yoksa dahi eşler birbirlerine ayak uydurmaya çalışmalıdır.

İnatlaşmak Evliliği Olumsuz Etkiler mi?

İnatçı olan kişiler bencil davranır ve kendi dediklerinin doğru olduğunu savunurlar. Farklı bir fikir ortaya atıldığında ısrarla reddederler. Fakat inatçı kişilerin kendini törpülemesi daha mantıklı bir karar olacaktır. Zıt kutuplar birbirini çeker düşüncesi bir kenara bırakılmalı ve her defasında karşı tarafın alttan almasının aradaki iletişimi tüketeceği unutulmamalıdır.

Kısıtlamak Evliliğe Zarar Verir mi?

Kısıtlanmak, erkeklerin evlilikten kaçmasındaki en temel sebeplerden biridir. Evlendikten sonra eskisi gibi rahat olamayacaklarını düşünür ve evliliği fobi haline getirirler. Hesap sormak, dışarı çıktığında sürekli aramak, arkadaşlarıyla görüşmesini engellemek ve imkân vermemek onların yalana başvurmasını sağlayabilir, bu da evliliğin ömrünü azaltabilir. Evlilikte temelin sağlamlaştırılması güvenmekten geçer. Kısıtlamak yerine daha fazla zaman geçirmek teklif edilebilir.