Alerjik hastalıklardan birisi olan anjiyoödem, kontrol altında tutulmadığında son derece riskli olabilir. Anjiyoödem nedir? Nedenleri nelerdir? Tehlikesi nedir? Nasıl geçer? sorularının cevaplarını yazımızda bulabilirsiniz.
Anjioödem vücudun herhangi bir yerinde bölgesel olarak gelişen ve genellikle alerjik reaksiyonlara bağlı oluşan bir hastalıktır. Çoğunlukla yüzün yumuşak dokuları olan dudak ve göz kapağı gibi bölgelerde oluşan anjiyoödem, alerjik bünyeye sahip çocuk ve yetişkinlerde sıklıkla görülen rahatsızlıklardan biridir. Herhangi bir alerjen sonucunda oluşan lokal ödem sert yapıdadır ve baskı uygulandığında çökme görülmez.
Vücudun her yerinde çıkabilen alerjik reaksiyonlar en çok genital bölge ve yüz gibi esnek deri yapısına sahip yerlerde çıkmaktadır.
Tedavisi bulunan bir rahatsızlık olmasına karşın, birçok alerjik rahatsızlık ile karıştırılması nedeniyle hastalığın teşhisinde geç kalınması riskli bir hastalık boyutuna ulaşmasına neden olmaktadır. Teşhiste geç kalınması da anjiyoödem tedavisinin uzun bir sürece yayılmasına sebep olmaktadır.
İçerik
Alerjen özellikte olan yiyecek ya da dış etkenlere karşı bazı hassas bünyeler çeşitli reaksiyonlar göstermektedir. Alerjik hastalıklardan biri olan anjiyoödem, dış unsurlardan olumsuz etkilenen vücutta şişme ve kızarıklık gibi belirtilerin görüldüğü bir hastalıktır.
İlerlemiş durumda olan anjiyoödem hastalarının birçoğu solunum sıkıntısı ve yutkunma da güçlük gibi ciddi sorunlarla karşılaşmaktadır. Alerjen gıda ya da diğer dış etkenlere karşı duyarlı olan kişilerde hafif seyreden anjiyoödem genellikle evde tedavi edilebilir bir rahatsızlıktır. Ancak solunumu etkileyecek aşamaya ulaştığında mutlaka doktor kontrolü altında olmak gerekir.
Alerjen gıda kategorisine giren birçok gıda alerjik bünyeye sahip kişilerde anjiyoödem rahatsızlığına sebep olabilmektedir. Yumurta, inek sütü ve kabuklu deniz ürünleri gibi besinler başlıca anjiyoödem sebebi yiyecekler olarak nitelenebilir.
Aspirin, novalgin ya da penisilin gibi ilaçlarında anjiyoödemi tetikleyen yan etkileri bulunmaktadır. Ayrıca ev tozu, polen ve hayvan tüyü gibi diğer alerjen etkenlerde bu hastalığı tetikleyebilecek unsurlar arasındadır. En önemlisi ise aşırı stres ve egzersiz de anjiyoödem nedenleri arasında yer almaktadır.
Anjiyoödem nedenlerine maruz kalan kişilerde dudak ve solunum yollarında şişlik görülmesi en belirgin belirtiler arasındadır.
Belirtiler vücudun dış yüzeyinde görülebileceği gibi, iç organlarda da görülebilir ve böylesi daha risklidir. Toplumda sık görülen bir alerjik hastalık türü olması nedeniyle teşhisi ve tedavisi kolay uygulanabilen bir hastalıktır. Anjiyoödem belirtileri genel olarak kişiden kişiye değişebilen bulgular olsa da şişlik ve lezyonların olduğu yerlerde kızarıklık en çok karşılaşılan belirtilerdir. Bazı hastalarda şişlik ve kızarıklık görülen bölgelerde ateş ve aşırı sıcaklık gibi belirtilerde görülmektedir.
Vücutta gelişen, tekrarlayan ve uzun süren alerjik reaksiyonlar için mutlaka doktor muayenesi şarttır. Anjiyoödem hastalığı da doktor kontrolü ile teşhis edilebilen ve çeşitli laboratuvar testleri ile kesinliği netleşen bir hastalıktır.
Alanında uzman doktorlar tarafından sadece fiziki muayene aracılığı ile de teşhisi mümkündür. Yetişkinlerin hastalık öykülerine ve kan testleri ile anjiyoödem tanısını koymak kolayken, çocuklarda hastalığın teşhisi daha zor özelliktedir.
Böcek sokmaları ya da ürtiker hastalığının tetikleyici unsur olduğu anjiyoödem vakalarında mevcut belirtiler doğrultusunda tanı koymak daha kolaydır.
Anjiyoödem tedavisi birden çok olmakla birlikte, doktorlar hastaların genel şikayetlerine ve yaşadıkları klinik bulgular doğrultusunda en uygun tedavi şekline karar vermektedir.
Uygulanan tedaviler sonucunda anjiyoödem yüksek oranda kalıcı olarak tedavi edilebilen bir hastalıktır. Genellikle ilaçla tedavi edilebilen bir hastalık olarak verilen reçetenin düzenli uygulanması tedavi sürecinin iyileştirici özellikte olmasını sağlayacaktır.
Tedavisi ihmal edilen anjiyoödem solunum yollarını olumsuz etkileyebilecek boyuta ulaşabilir ve hastanın hayatını ciddi anlamda tehdit eder. Bu nedenle doktorun önerdiği anjiyoödem ilaçlar aksatılmadan kullanılmalı ve tetikleyici dış unsurlar ortadan kaldırılarak tedavi süreci hızlandırılabilir.
Anjiyoödemin doktor muayenesi ile teşhisi sonucunda ilaçsız ya da doğal yöntemlerle hastalığın tedavi edilmesi diğer seçeneklerden biridir. Ancak geç kalındığında hayati riske sokan bir hastalık olmasından dolayı ilaç dışındaki diğer anjiyoödem tedavileri yetersiz kalabilir ve hızla geçebilecek hastalığında daha uzun sürede iyileşmesine neden olabilir. İş ve sosyal yaşamını ciddi ölçüde etkileyebilen bir hastalık olması da hastalığın hızlı bir şekilde iyileşmesini gerektirmektedir.
Tekrarlayabilen özelliğe sahip olan anjiyoödem, daha önce ürtiker hastalığını geçirmiş olan kişilerde daha sık karşılaşılmaktadır. Aşırı sıcak ya da soğuk havaya sürekli olarak maruz olan kişiler de anjiyoödem risk faktörleri içinde yer almaktadır. Aile bireylerinin hastalık geçmişlerinde anjiyoödem rahatsızlığına rastlanması da çocuklarda ve yetişkinlerde bu alerji türüne rastlanmasına neden olmaktadır.
Herhangi bir nedenden dolayı deriye bası uygulanması da anjiyoödem risk faktörü içerisinde yer alınmasına neden olmaktadır. Diğer yandan lenfoma türündeki kanser ve bazı tiroid hastalıkları gibi ciddi hastalıkları geçirmiş olan kişilerde de anjiyoödem görülme ihtimali yükselmektedir.
Genellikle dış etkenlere bağlı bir hastalık olmasından dolayı, anjiyoödem geçirmiş kişiler ya da risk faktörü kapsamında yer alan çocuklar ve yetişkinler dengeli ve kaliteli beslenmeye özen göstermeleri gerekmektedir. Hijyen anjiyoödem nedenleri arasında çok fazla karşılaşılan bir etken olmasa da kişisel temizlik ve çevre temizliğinde de dikkatli olmakta fayda vardır. Özellikle alerjik bünyeye sahip olan bireyler solunum yolu ile vücutlarına girebilecek sigara dumanı gibi dış etkenlerden korunmaları gerekir.
Emziren anne ve gebelerde de görülme olasılığı bulunan anjiyoödem, aile öyküsünde bu hastalığa rastlanan kişilerin mutlaka doktor kontrolü ile risk faktörlerini rotadan kaldırmaları mümkündür.