Bilim kurgu sevenler bilirler ki bilim kurgu filmlerindeki kadınların genel bir görünümü vardır. Bu yazımızda, bilim kurgu filmlerindeki sert kadınların ortak özelliklerini inceledik. Bakın bakalım, sizce başka ortak özellik var mı?
Bu özelliklerden bahsetmeden önce bilimkurgu tarihinde kadınların işleniş sürecini tarihsel bazda incelemek gerekir. 2000 sonrası kadın figürü ile öncesindeki kadın figürü arasında ciddi fark bulunmaktadır. Önceki bilimkurgu evrenine bakıldığında kadınların sadece bir seks metası olarak kullanıldığı görülürken, 2000 sonrası dönemde cinsiyet ayrımcıklarının ortadan kalkarak erkek – kadın arasındaki farkların minimuma indirildiği görülmektedir.
Elbette bu değişim yalnızca kadınlarla sınırlı değildir. Siyahi karakterlerin artışı, eşcinsel öğelere yer verilmesinin başlaması ve her beden görünüşünden insanın başrol olarak kullanılabilir olması tüm sinema sektörünü önemli ölçüde etkilemektedir. Bilimkurgu dünyasındaki bu etki ise en çok kadınlar üzerinde olmuştur. Pek çok seri filmin geçmiş bölümlerine bakıldığında kadın figür sayısındaki azlık, şimdilerde artışa geçerek gözle fark edilir bir oran yakalamaktadır.
Bilim kurgu filmlerini seviyorsanız en iyi bilim kurgu filmleri yazımıza da göz atmanızda fayda var.
İçerik
Tekno – kültürel dünya içerisindeki kadınların hepsinde olmasa da çoğunda görünen ana özelliklerden bir tanesi her zaman sinemada aşina olunan anaç figürün artık olmamasıdır. Erkekler kadar sert olabileceklerini gösteren kadın başkahramanlar, anaçlık ve merhamet yüzünden oluşan zayıf iradelerinin önüne geçerek, sert duruşlarını ortaya çıkarmışlardır. Elbette bilimkurgu dünyasında da Açlık Oyunları’ndaki başkahraman gibi anaç karakterler bulmak mümkündür. Bunun en son örneklerinden bir tanesi de Gravity filmindeki Sandra Bullock’tur. Kendisi anaç ve merhametli bir figür olmasına rağmen bu aciz yönünü bastırarak doğru seçimleri yapabilmiştir.
Bilimkurgu denince nedense akla gelen tek tip bir giyim vardır; Latex kıyafetler. Latex, vücuda yapışan ince deri kostümlerdir. Özellikle kadınların düzgün vücut hatlı seçilmesi halinde, hiçbir bolluk bulunmadan tüm vücudu saran parlak deri giysiler tercih edilmektedir. Bu akım, 1930’lu yıllardan beri devam eden bir unsurdur. Zaman içerisinde küçük çaplı esnemeler meydana gelmiş olsa da temelde hep aynı tip giyim olması rahatsız edicidir. Fakat elbette bu tip giyimin bazı artıları da yok değildir. Tepeden tırnağa deri giysiler, günlük hayatta pek kullanılamadığı için cool bir görünüm sağlar ve izleyicinin dikkatini kendi üstüne çeker.
20 ve 21. yüzyıl sinemasına bakıldığında tüm türler içinde kadınların en az seks figürü olarak kullanıldıkları tür bilimkurgudur. Özellikle romantik ve drama türlerinde sıklıkla kadının cinsel bir öğe veya meta olarak kullanıldığını görmek mümkündür. Bilimkurgu ile hayatımıza giren sert mizaçlı dövüşen kadınlar bu tabuları yıkarak kendi maskülen tavırlarını ortaya koymuş ve seksi olmadan da izlenilebilir olduklarını kanıtlamışlardır. Alien filmindeki Ripley karakteri hem giyiniş hem de fizik olarak hiçbir seksi öğe barındırmamasına rağmen bilimkurgu tarihinin en sevilen karakterlerinden bir tanesidir. Bu sevgi, karakterin iyi yazılmış olmasından ve oyuncunun bireysel başarısından kaynaklanmaktadır.
Erkek egemen bir dünyada yaşandığı için kadın figürler her zaman için yan rollerde kalmışlardır. Erkekler işin asıl beyni olurken kadın karakterler yan tarafta destek rol üstlenmişlerdir. Koskoca Star Wars serisinde dahi 7. film çıkana dek neredeyse kadın karakter yoktur. 6 film içinde var olan 2 kadın karakter ise anaçlıkları ve merhametleri nedeniyle zekalarını ve becerilerini ön plana çıkaramamışlardır. Son yıllarda bu tabu yıkılarak kadınların da ne kadar yetkin teknoloji kullanabilecekleri gösterilmeye başlanmıştır. Günümüzde çekilen pek çok filmde kadın figürler; bilgisayar, uzay mekiği, bilim sahası çalışmaları vb. konularda son derece beceriklidirler.
Kadınların sürekli ağlak ve romantik yapıları bilimkurgu sektöründeki yerinin sağlamlaşması ile ortadan kalkmıştır. Diğer türlerde hep sert duran erkek figürünün ardından göz yaşı döken kadın imajı, bu tür ile değişmiştir. Artık kadınların da erkekler kadar iyi dövüştüğü ve hatta onları yendiği filmler izlemek mümkündür. Bilimkurgu kategorisine tam olarak girmemesine rağmen aksiyon figürleri incelendiğinde Charlie’nin Melekleri bunun en iyi örneklerinden bir tanesidir. Salak tavırlar sergilemelerine rağmen al metinlerinde son derece zeki olan bu kadınlar, üstün dövüş yetenekleri ile fiziksel güçlerini de ön plana çıkarmaktadırlar.
Femme Fatale terimi, ölümcül kadın olarak algılanmasından ziyade cazibesi ve çekiciliğini silah olarak kullanan kadın olarak tanımlanabilir. Genelde bu tip karakterler duygusal bağlanmadan yoksun, acı çektirmeye veya istediğini almaya yönelik olarak cazibelerini kullanırlar. Bilimkurgu filmleri içinde bu örneklere sık rastlanmasa da özellikle bazı yapımlarda izlerine rastlamak mümkün. 1995 yapımı Species filminde, aslında uzaylı olan son derece erotik bir kadının, erkekleri baştan çıkararak uzaylı bebekler yapıp istilacı politikasını yayması ele alınır. Bu filmde de görüldüğü gibi pek çok kadın nihai amacına ulaşmak için bir cazibe unsuru olarak kullanılmaya bilim kurguda da devam etmektedir. Buradaki en büyük fark, kadınların kesinlikle bağlanmamaları ve her zaman için kendi istekleri doğrultusunda cinsel güçlerini kullanmalarıdır.
Aptal kadın figürünün yerini zeki ve bilge kadın figürüne bırakması son yıllarda sıklıkla karşılaşılan bir durum. Özellikle erkeklerin dahi akıl edemediği şeyleri düşünen kadınlar, yıllardır kadın zekası hiç kullanılmadığı için abartılı bir söylem olarak gün yüzüne çıkıyor. Pek çok erkek figür en önemli zamanlarını fiziksel güç elde etmek için harcarken kadınların araştırma yaptıkları veya kitap okudukları gibi film sahneleri, bu düşünceyi vurgulamak için kullanılan sahneler arasında. Harry Potter’daki Hermonie karakteri, bilimkurgu olmamasına karşın bu görüşün en sağlam örnekleri arasındadır.
Tomb Raider’daki Lara Croft karakteri; kol kasları, vurunca acımayan elleri ve erkeksi giyimi ile güçlü yapıya en iyi örnekler arasındadır. Elbette bu yapı sadece erkeksi tavırlar sergilemek ile alakalı değildir. Kadının giyimi pantolon ve tişört olmasına rağmen vücut hatlarını son derece çekici gösteren seksi bir figür çizmeye devam eder. Avatar filminde, güçlü kadın figürünü görmek mümkündür. Kadın koruma pozisyonuna gelerek başka bir erkeği koruma olgusu tam olarak bahsettiğimiz durumdur.
Bağımsızlık, özgürlük ve kötü bir şey yaşacak olsa bile tek başına yaşama durumu aksiyon figürlerindeki kadınların temel özelliğidir. Bu tip kadınlar genellikle yardım istemek, kaçmak veya saklanmak yerine yüzleşmeyi tercih ederler. Elbette film kurgusu içinde kimi zaman çok aptalca, bile bile lades durumları oluşsa da, genel olarak bu kurgu bağımsızlığı temsil etmek adına yapılmaktadır.
Kadınların mantıkla karar verebilmeleri sıklıkla karşılaşılan bir durum değildir fakat bazen görmek mümkündür. 2003 yapımı Terminatör filminde robot olan T-X karakterinin elbette mantıksal özelliği robotluğundan kaynaklanıyor olsa da, mantık bağlamında hareket eden bir karakter olması nedeniyle verilebilecek en doğru örneklerden bir tanesidir. Kendi sevdiğinden, evladından, kardeşinden ve tüm sevdiklerinden vazgeçebilme olgusu, kendi çıkarları ile çatıştığında, kendi çıkarlarını seçen kadın figürler bilimkurgu sinemasının hem en acımasız hem de en mantıklı (hatta biraz bencil) karakterleri arasındadır.