Göz hastalıklarının isimler, kısaca ne oldukları, teşhisleri ve tedavileri hakkında hazırlamış olduğumuz bu yazı en önemli duyu organlarınızdan birisi olan gözlerinizle ilgili karşılaşabileceğiniz sorunlar hakkında bilgi edinmenizi sağlayacak.
Birbirinden farklı sebeplerle meydana gelen göz hastalıkları; teşhisleri, tedavileri, gelişim süreçleri ile değişkenlik gösterir. Miyoptan glokoma kadar insan hayatında derin izler bırakan bu hastalıklar, kimi zaman kalıcı hasar oluştururken kimi zaman sadece birkaç gün sürer.
Göz hastalığı denildiğinde körlüğe neden olan rahatsızlıklar da basit kaşıntılar da aynı çerçeve içinde yer alır. Dikkat ve gereken özen gösterildiğinde bu çerçevenin dışında kalabilir, uzun yıllar göz sorunu yaşamayabilirsiniz.
Beslenme alışkanlıklarından uyku düzenine kadar birçok sebebe bağlı olan göz hastalıkları, hayatınızın geri kalanında muhakkak yer edecektir. Bu nedenle sebeplerini iyi bilerek kaçınmanızda yarar vardır. Karşılaşma ihtimalinize karşı düzenli olarak göz muayenesi yaptırmalı, uzman hekim görüşlerinden faydalanmalısınız.
İçerik
Birçok kişinin hayatını derinden etkileyen glokom hastalığı, halk arasında göz tansiyonu ya da karasu olarak anılır.
Tedavi edilmediğinde körlüğe kadar ilerleyebilen glokom, göz içindeki sıvının giriş esnasında problem yaşamayıp çıkarken göz içi damarlarda basınç oluşturmasından kaynaklanır. Göz basıncının yükselmesinin ardından görme hücrelerinin ölmesi sonucu körlük meydana gelebilir.
Glokom hastalığı bilhassa 40’lı yaşlarda görülen, sinsice ilerleyen belirtisiz hastalıklardandır. Bu nedenle hastalık teşhisi konulmasa bile devamlı doktor muayenesi yapılmasında fayda bulunmaktadır.
Halk dilinde renk körlüğü olarak bilinen daltonizm, gözde yer alan temel maddelerin eksikliğinden kaynaklanır. Sebepleri göz önünde bulundurulduğunda nedeninin kalıtsal olması hastalığı biraz daha zorlu kılmaktadır.
Kalıtsal sebeplerden meydana gelen daltonizm, aynı zamanda göz tansiyonu ya da darbe alma nedeniyle de ortaya çıkabilir.
Her ne kadar kalıtsal sebeplere dayanan renk körlüğünün tedavisi yok denilse de tıbbın gelişmesi ile sonradan meydana gelen renk körlüğü kadar tedavi edilebilmektedir. Hastada bulunan türe göre göz önüne lens ilavesi yapılmaktadır.
Çoğunlukla 50’li yaş sonrasında kendini gösteren makula dejenerasyonu halk arasında sarı nokta hastalığı olarak da bilinmektedir. Retinada meydana gelen bu hastalık, toplumda görülme oranı yüksek bir hastalıktır
Tedavi seçenekleri oldukça yeni olan sarı nokta hastalığı, ilerleme durumunda körlüğe neden olmaktadır. Fotodinamik tekniği kullanılarak iyileştirilen hastalık, arkasından muhakkak ilaç tedavisi gerektirir. Gereken ilaçlar, hastanın göz bebeği içine enjekte edilerek damar tıkanması, genişlemesi gibi sorunlara engel olmaktadır.
Kalıtsal sebeplere dayanmakla beraber göze alınan herhangi bir darbe yahut yüksek ateşli hastalık geçirmeyle ortaya çıkan şaşılık, doğum sırası sorunlarda da gelişebilir. Özellikle sezaryen ile yapılan doğumlarda bebeği almak için baş kısmına yapılan basınç, görme kaslarını zedelerse şaşılık ortaya çıkabilir.
Şaşılık hastalığı göz bebeklerinin birbirine yakın olması ya da birinin diğerine daha yakın olmasından kaynaklanır. Engel olabilmek içinse bilhassa hamilelik sürecinde annenin mikrop kapmamaya özen göstermesi gerekir.
Kornea sivrileşmesi olarak da bilinen keratokonus, gözün en ön kısmında yer alan korneanın incelip öne doğru eğim almasından kaynaklanır.
Çoğunlukla gelişim çağı olarak kabul edilen 12-20 yaş arasında kendini belli etmeye başlayan hastalık, 20 ile 40 yaşları arasında hızla ilerler. Daha sonra ise durağan sürecine girer.
Her ne kadar gün geçtikçe artan bir hastalık olsa da toplum oranına bakıldığında 2000-3000 kişiden yalnızca birinde görüldüğü dikkat çeker.
Halk dilinde arpacık ya da it dirseği olarak tanımlanan hodoleum, gözde kızarıklık şeklinde belirtiler gösterir. Daha sonra genellikle kapakta yer alan tüylerin dibinde şişkinlik oluşmaya başlar. Dokunma ya da su değmesi gibi durumlarda yoğun sancı yaratan arpacık, gözde ağrı şikâyeti ile doktora gidilmesine neden olur.
Halk arasında tahta kaşık kapatma ya da sarımsak sürme gibi teknikler uygulansa da bunların hiçbiri çözüm değildir. Uzman doktor tarafından verilen ilaç ile it dirseğinden kurtulmanız mümkün. Eğer ilaç herhangi bir işe yaramazsa bu durumda cerrahi müdahale gerekecektir.
Gözde yer alan saydam merceğin saydamlığını kaybetmesi bir nevi perde inmesi olarak nitelendirilen katarakt, görme engeline neden olur. Daha çok sisli görünüme neden olan bu hastalık, şiddetli baş ağrıları ve yorgunluk doğurur.
Katarak herhangi bir ilaç tedavisine cevap vermez. Bu nedenle doktorlar hemen cerrahi müdahaleye başlamalıdır. Gözünüzde yer alan saydam mercek artık net görmenizi sağlamadığı için ameliyatla alınır. Sonrasında yapay bir mercek yerleştirilerek daha net görmeniz sağlanır.
Göz yapısına bakıldığında 3 ayrı tabaka dikkat çeker. Bu üç ayrı tabakanın merkezinde görmeyi sağlayan uvea kısmı yer alır. Gözün beslenmesini sağlayan damarların bulunduğu bu kısım, iltihaplanırsa bu hastalık üveit adını alır.
Sebebi tam olarak bilinemeyen hastalık, vücutta başka bir rahatsızlığın gözdeki belirtisi olarak kabul edilir. Behçet hastalığı, enfeksiyonlar ya da göze alınan herhangi bir darbe, üveite neden olabilir.
Tedavi edilmediği durumlarda körlüğe neden olan üveit, düzenli tedavi süreci gerektirir. Bunun yanında hastalık ile ilgili bilinmesi gereken en temel bilgi, kişiye göre değişkenlik gösterdiğidir. Bu nedenle uzman hekimin hastayı yakından takip etmesi gerekir.
Çocuklarınıza küçük yaşta göz muayenesi yaptırdığınızda bir gözün diğerinden daha az görmesi gibi bir sorun ortaya çıktıysa bu hastalığa göz tembelliği adı verilir. Özellikle 7-8 yaş bu hastalık için baraj olduğundan ne kadar erken davranılırsa o kadar iyidir. Çocuklarınızı dönem dönem muayene ettirdiğinizde, göz tembelliği gibi bir hastalık çıkarsa tedavi edilmesi mümkündür fakat 8 yaşından sonra geç kalınacaktır.
Göz tembelliği, henüz erken dönemde teşhis edildiğinde kapama tekniği denilen yöntemle engellenebilir. Daha net gören göz kapatılarak tembel olan gözün daha çok kullanılması sağlanır. Bu şekilde bir süre alıştırma yapıldıktan sonra gözde düzelme meydana gelecektir.
Göz kapağınızın iç kısmını ve gözünüzün ön yüzeyini kaplayan konjonktivanın iltihaplanmasına dayalı olarak ortaya çıkan hastalığa konjonktivit adı verilir. Herhangi bir mikrop ya da bakteri konjonktivit sebebi olabileceği gibi geçirdiğiniz herhangi bir alerjik reaksiyon da sebepler arasında sayılabilir.
Devamlı göz akıntısı, acı, batma, kızarıklık, kulakta şişkinlik, ışıktan rahatsız olma ve kaşıntı konjonktivit belirtileri arasındadır. Hastalık, bulaşıcı olması nedeniyle oldukça tehlikelidir. Yüz havlularının ortak kullanımı en yaygın bulaşma sebebidir.
Konjonktivit hastalığının tedavisi, antibiyotik damla kullanımı ile mümkündür.
Hemen her yaşta kendini gösterebilen blefarit, göz kapağında iltihaplanma olarak tanımlanabilir. Neredeyse geçmek bilmeyen, devamlı kendini yenileyen bu hastalık, kronik olarak kabul edilir.
Kızarıklıkla kendini belli eden blefarit daha sonra kirpikte kepeklenme, yanma, batma gibi belirtiler taşır. Bu belirtiler dikkate alınmadığında ya da tedaviye geç kalındığında kirpik dökülmesi gibi olumsuz sonuçlarla karşılaşılabilir.
Antibiyotik ve steroid içerikli ilaçların kullanımıyla tedavi edilen hastalıkta özellikle makyaj sonrası temizlik çok önemlidir.
Halk dilinde daha çok gece körlüğü ya da tavuk karası olarak bilinen retinitis pigmentosa, oldukça nadir görülen bir hastalıktır. Kişinin güneş ışığı olmayan yerlerde görme yetisinin en aza inmesi olarak kendini gösterir. Nadir görülmesinin yanı sıra ciddi hastalıklar arasında da kabul edilir.
Kalıtımsal şekilde nesilden nesle geçen tavuk karası, aynı zamanda A vitamini eksikliğinden de kaynaklanmaktadır. Tavuk karası, retina hücrelerinin bozulmasıyla meydana gelen hastalıklar arasında bilinmektedir. Belirtileri çok net olmadığı için hastaların fark etmesi biraz zaman alır ancak fark edildiğinde kişi çevresindeki pek çok cismi seçememeye başlayacaktır.
Hastalıkla zaten yeterince hasar alan retina daha fazla müdahaleyi kabul etmeyeceği için tedavisi sıkıntılıdır. Biyonik gen tedavisi uygulansa da hastalığın tedavi başarısı yalnızca %10’dur.
Astigmat, gözün ön kısmında yer alan korneanın yapısının bozulmasından kaynaklanmaktadır. Retinada bulanık görüntüye sebep olan hastalık, kalıtsal olarak kabul edilmektedir. Bunun yanında kişi televizyon, bilgisayar ya da cep telefonu gibi ışık odaklı cihazlarla çok zaman harcadığında hastalık çok daha hızlı ilerlemektedir.
Baş ağrısı, bulanık görmek, gözleri kısarak bakma, erken yorulma, harflerin karışması gibi belirtileri olan astigmat; gözlük, lens ya da lazer tedavisi ile düzelebilen bir hastalıktır.
Temelde bir hastalık olarak kabul edilmese de hastalık habercisi olarak nitelendirilen sinek uçuşmaları, göz içi liflerin görünür olmasından kaynaklanmaktadır. Genellikle düzenli ve sorunsuz çalışan göz içi lifler, farklı sebeplerden şeffaflığını yitirip görünür olursa o halde göz önünde siyah benekler, sinekler ya da çizgiler görülmesi doğaldır.
Üveit ya da retina yırtılması gibi hastalıkların sonucu oluşan sinek uçuşması takip gerektiren bir durumdur. Devamlılık gösterdiğinde muhakkak göz muayenesi yapılmalıdır.
Gözlerde kaşıntı, sulanma, batma gibi belirtiler gösteren kuru göz hastalığı; gözyaşı kalitesinin bozulmasından kaynaklanır. Gözde devamlılık gösteren yanma ve batmanın sebebi kuru göz hastalığı olabilir. Bu durumda muhakkak muayene edilmelidir.
Kuru göz hastalığının tedavisinde hastaya tıkaç ya da suni gözyaşı uygulaması yapılmaktadır. Suni gözyaşı ile gözün devamlı nemli kalması sağlanarak kuruluğun önüne geçilir. Tıkaç uygulaması ise ağlama sırasında buruna akan suyun kaybını önlemek için yapılır. Ağlarken gözyaşı hem gözden hem de burundan akar. Gözde kuruluk meydana geldiğinde tıkaç kullanılarak, burun yolunu kapanması gerekir.
Bireyin yakınında bulunan nesneleri daha net görürken uzaktakileri görememesi durumuna miyop adı verilmektedir. Genellikle 8 yaş ile 20 yaş arasında başlayan hastalık, özellikle ergenlik döneminde çok hızlı ilerleme gösterir. Görülme oranı bir hayli yüksek olan miyop gözlük ve lens tedavisi ile düzeltilebilmektedir.
Bireyin yakındaki nesneleri bulanık görürken uzaktakileri daha net görmesi hastalığıdır. Gözü yakındakileri görme konusunda yormak sadece baş ağrısı ve yorgunluk yaratacaktır. Uzman bir doktor tarafından rahatlıkla fark edilebilen hipermetropi, baştan savma muayenelerde gözden kaçacaktır. Gözlük, lens ya da cerrahi müdahale ile hastalık durdurulup düzeltilebilmektedir.
bir cocuk neden gözlerini haftanı 2 gun acık 3gunu kapalı bunu caresi nedir