Myom, kadınların büyük kısmında görülmesine rağmen pek çok kez fark edilmeyen bir sağlık sorunudur. Myom nedir? Belirtileri neler? Nasıl teşhis ve tedavi edilir? sorularının cevaplarını içeriğimizde bulabilirsiniz.
Myom, rahim ve rahim ağzında görülen kas dokusu büyümeleri olarak tanımlanabilir. Hastalık, rahimde yer alan düz kas dokularının kontrolsüz bir şekilde büyümesiyle meydana gelir. Genellikle birçok myom ortaya çıktığı için sorun çoklu görülmektedir. Yüksek oranda orta yaşlı bayanlarda kendini gösteren myomlar, aslında kadınların büyük kısmında bulunur fakat kadınların çoğu bunun farkında değildir.
Birçok sebebe bağlanabilen myom, östrojen hormonuyla paralel olarak çoğalmaktadır. Kalıtım faktörünün etkili olduğu pek çok kadında, myom anneden geçmektedir. Çoğunlukla korkutucu derecede hızlı büyümeseler de hamilelik sürecinde büyümeleri hızlanmaktadır. Doğal olarak bu süreçte muhakkak kontrollerin yapılması gerekmektedir.
Birçok farklı türü bulunan myom, yerleştikleri tabakalara ve bölgelere bağlı olarak isim almaktadır.
İçerik
Myom, rahim ağzında görülen yumrulardır. Kas dokularının büyümesi ile ortaya çıkan bu yumrular, iyi huylu oldukları için çok büyük tehlike taşımamaktadır. Hemen her kadından ikisinde görülebilen myom, pek çok kadında belirti ve sorun yaratmadıkları için fark edilmezler. Kimilerinin bu yumruları fark etmesi ise yerleştikleri bölgeden ya da büyüklüklerinden kaynaklanmaktadır. Şiddetli büyüme görüldüğünde muhakkak doktor muayenesi yapılmalıdır.
Myom, rahim ağzında farklı dokularda yer edinen iyi huylu urlardır. Daha çok kanserli olmayan tümörler olarak nitelendirilebilir. Her ne kadar 30’lu yaşlar en sık görülen yaş aralığı olsa da yaş ilerledikçe myom sayılarında da artış gözlemlenir.
Myom oluşumunun nedeni tam olarak bilinememektedir. Bu durum göz önünde bulundurulduğunda sebeplerin bilinmemesi önlem almayı da engellemektedir. Myomların oluşumu hakkında net bir şey söylenemese de östrojen hormonu tarafından büyütüldükleri bilinmektedir. Bu nedenle hamilelik ya da östrojen tedavisi görüldüğü zamanlarda myom sayıları ve büyüklükleri artmaktadır.
Herhangi bir kadın 30 yaşında hamile kaldığında vücudunda östrojen hormonu hızla yükselişe geçer. Buna bağlı olarak myom sayılarında ve boyutlarında artış gözlemlenir. Menopoz dönemine girildiğinde östrojenin azaldığı görülmektedir. Bu ikisi dışında kullanılan ilaçların da östrojen dengesini değiştirdiği unutulmamalıdır.
Hemen her iki kadından birinde bulunmasına rağmen myomların fark edilmeme nedeni belirti eksikliğidir. Neredeyse hiç belirti göstermeyen bu urlar, adet sürecinde fark edilmektedir.
Regl döneminizde vücudunuzu kontrol ettiğinizde kanamanın fazla olması, daha uzun sürmesi gibi bir durum söz konusuysa myom oluşumu söz konusu olabilir. Bununla beraber daha sık regl oluyorsanız, adet olmadığınız halde kanamanız oluyorsa myom muayenesi yapmanız gerekir. Myomun belirtilerine bağlı olarak kişide kansızlık gözlemlenebilir. Bu yüzden vücudunuzda kansızlık sorunu ortaya çıkarsa sebeplerinden biri myom olabilir.
Genel belirtiler dışında hamile kalamama, karında hissedilen devamlı şişlik ve kasıklarınızda meydana gelen sancılar da myom belirtisi sayılmaktadır
Myom teşhisi, doktor tarafından muayene sırasında kolayca konulmaktadır. Bazı hastalarda yerleşme bölgelerinden ötürü sorunlar görülebilir. Bu yüzden emin olmak gerekir. Doktorlar bu süreçte ultrasonografi, histeroskopi, laparoskopi gibi tekniklerden faydalanabilir.
Doktorlar, rahmin dış kısmında görülebilecek urlar için laparoskopi kullanmaktadır. Göbek altından açılan bir kesikten içeriye gönderilen bu cihaz, myomları görmek için başvurulan aletlerden biridir.
Rahimde görülmesi gereken tüpler ve şekilleri, histerosalpingograf isimli bir röntgen ile görebilmek mümkündür. Özel bir röntgen olan histerosalpingograf, gerek görüldüğünde kullanılır.
Rahmin içinde olan myomları görebilmek içinse rahim içine yerleştirilen histeroskopi kullanılır. Doktorların iç teşhis için başvurduğu bir alettir.
Çoğunlukla sorun çıkarmayan myomlar, bu sebeplerden ötürü tedavi gerektirmez. Hastayı rahatsız etmedikçe, risk taşımadıkça doktorlar da müdahale etme gereği duymaz. Düzenli olarak doktor muayenesi risk değerleri hakkında bilgi edinmenizi sağlayacaktır.
Ağrı ya da sancı sorunlarına neden olan myomlar için ilk aşamada ilaç tedavisi uygulanacaktır. Bir şekilde ortadan kaldırılmaya çalışılan myomlar, çoğunlukla küçülme gibi bir sonuç verirler. Küçülmeler sonrasında şikâyetler devam ederse cerrahi işlem gerekecektir.
Cerrahi işlemin türü ve boyutu, myomların yerleştiği bölgeye ve verdikleri zarara göre değişkenlik gösterebilir.
Myomektomi, rahmin yerinde oynama yapılmadan myomların temizlenme işlemidir. Rahme dokunulmadığı için bebek sahibi olma konusunda herhangi bir sorun teşkil etmemektedir fakat doğum şekli sezaryen ile olmak zorundadır.
Olumlu etkilerinin yanı sıra kısırlık ya da derin yara izi bırakma gibi olumsuz etkileri de bulunan myomektomi, bir sefere mahsus değildir. Çünkü myomlar tek temizlikle bitecek urlar değildir. Kendini yineleme özellikleri olması, bayanları tereddüte düşürmektedir.
Myomektomi, üç biçimde gerçekleştirilmektedir. Kullanılan her teknik urun büyüklüğü ve bulunduğu bölgeye göre değişkenlik göstermektedir.
Myomlar, rahimde aldıkları konumlara göre türlere ayrılmaktadır.
Myomlar çok tehlikeli urlar değildir fakat bazı bayanlarda bilhassa adet üzerinde çok etkilidir. Adet gecikmesine dayalı olarak karında devamlı şişkinlik ve sancı yaratabilir. Bunun yanında özellikle baskı yaratan urlar, hastanın doktora gitmesinin sebebi olmaktadır. Myomların baskılarının sonucunda ise idrar tutamama, devamlı tuvalet gelme hissi, kabızlık ve kramplar ortaya çıkabilir.
Ağrılı ve sancılı adet dönemlerinin bir sebebi de myomlar olabilir. Özellikle büyümeye başlayan myomlar, adet sürecini zorlaştırmaktadır.
Myomların en büyük dezavantajları kısırlık üzerinde etkili olabilmeleridir. Çok nadir görülen bir durum olsa da doktor tedavisi gerektirir.
Myom sorunu yaşayan bayanlar, hamilelik sürecinde devamlı doktor kontrolü yaptırmalıdır. Çünkü düşük sonuçlarına göz atıldığında myom sorunu olan hamilelerde %45 oranında düşük görülmektedir.
Doğum tercihleri genellikle sezeryan olan bayanlar, hamilelik süreçlerini rahat atlatırlarsa bebekler sağlıklı olarak doğmaktadır. Daha önce düşük yapılması bir sonraki hamilelik sürecinde çok büyük bir engel değildir. Bebeğin fizyolojisinde de herhangi bir soruna sebep olmamaktadır.
Myomlar tehlikeli olmayan urlardır. Bu sebeple kansere sebep olmaları oldukça düşük bir ihtimaldir. Yine de myomların devamlı doktor kontrolünde olmaları önemlidir. Çünkü bilhassa menapoz sonrasında büyümelerde artış görülür. Menopozlu bir bayanda hızlı büyüme görüldüğünde rahmin alınması en sağlıklı yoldur.
Kötü huylu myomlar, leiomyosarkom adını almaktadır. Oldukça nadir görülür. Bu tümörlerde büyüme ya da artma olduğunda hemen müdahale edilmelidir.
Kistler daha çok yumurta içinde meydana gelen su kesecikleridir. Genellikle iyi huylu olarak kabul görür. Myomlar da kistler gibi iyi huylu yumrulardır ancak yumurtalıklarda değil rahim bölgesinde ortaya çıkar. Rahim içinde, dışında, ağız bölgesinde görülen myomlar büyümeyle bağlantılı olarak sorun yaratabilirler. Her ne kadar iyi huylu kabul edilse de büyüyen kist ve myomlar zaman içinde problem olmaktadır. Bu sebeple düzenli olarak doktor kontrolü yapılmasında fayda bulunmaktadır. Myomlar ve kistler, yaşla orantılı olarak tedbir gerektirebilir.