Hamilelikte kanama yaşayan anne adayları genellikle büyük bir korku yaşar. Bu yazımızda, hamilelikte kanama normal mi? Neden olur? Kaç gün sürer? Zararı var mı? sorularını cevaplarken her kanamada tedirgin olunmaması gerektiğini ama aynı zamanda da mutlaka doktorunuzla görüşmeniz gerektiğini hatırlatıyoruz.
Hamilelik keyifli bir dönem olsa da anne için birçok endişeyi içinde barındıran bir süreç. Hamilelikte herhangi bir rahatsızlığınız normal olup olmadığı soruları çokça sorulur ama aslında hamilelikte yaşanabilecek her şey anneye mahsustur.
Gebelikte oluşabilecek bir kanama için doğrudan zararlıdır ya da değildir denemez. Burada kanamanın gebeliğin hangi döneminde olduğu, kanama yapısı, nedenleri ve miktarı gibi detaylar önem arz eder.
Hamilelikte herhangi bir dönemde kanama geçirirseniz en yakın sağlık kuruluşuna gitmeniz ve uzman doktorun teşhis koyması en doğrusu olur. Koyulacak teşhise göre gerekiyorsa kanamaya karşı önlemler alınır.
İçerik
Gebeliğin ilk döneminde yaşanan kanamalar anne adayına endişe yaratmaktadır. Kimi zaman zararsız olan bu kanamalar nadir olarak ciddi sebeplerden kaynaklanabilir. Bu nedenle gebelikte oluşan her türlü kanamada doktor kontrolü şarttır.
Gebeliğin ilk döneminde 5 ve 6. haftalara denk gelen süreçte yerleşme kanamaları görülebilir. Bu dönemde görülen az miktarlı, akıntıyla karışık gibi görünen kanamalar çoğu zaman normal yerleşme kanamalarıdır ve çok sayıda kadında görülür. Kanamanın fark edilmesiyle birlikte anne de düşük mü yapıyorum korkusu başlayabilir ki bu son derece doğaldır. Bu nedenle hamileler ilk üç ay içinde kanama yaşamaları halinde mutlaka doktor kontrolüne gitmelidir.
Gebeliğin ilk yarısında görülen kanamaların yerleşme dışında idrar yolu enfeksiyonu gibi önemli bir sebebi olabilir. Ayrıca hassaslaşan rahim ağzı dokusu nedeniyle cinsel ilişki sonrası kanamalar da görülebilir.
Gebeliğin ilk dönemlerinde yani gebeliğin daha yeni öğrenildiği süreçte anne adaylarında adet kanaması gibi bir kanama görülebilir. Nadir olan bir kanama türüdür ve zararlı değildir. Üstüne görme büyük olasılıkla tek seferlik bu durumdur ve devamı gelmez. Kanama tıpkı adet döneminde olduğu gibi yoğun da olabilir.
Düşük kanaması ve düşük hamilelikte en az rastlanan durumlar olmasına karşın anne adayının aklına gelen ilk neden düşüktür. Düşüğün işaretlerinden birisi kanama olabilir ama bu, kanamanın olduğu an hemen düşük olacak anlamına gelmez.
Araştırmalara göre kadınların %30 kadarı gebelikleri döneminde kanama yaşayabiliyor ama bunların sonucunda görülen düşüğün yüzdesi oldukça az. Düşüklerin genellikle gebeliğin ilk 12 haftasında görülüyor olması da anne adaylarının endişelenmesine etki ediyor. Ancak düşük kanaması sıradan kanamalardan farklıdır. Sıvı kanamaya ek olarak cenin parçası olduğu düşünülen pıhtılar ve parçalar vardır.
Düşük sadece kanama ile kendini göstermez. Genellikle şiddetli ağrı da kanama beraberinde görülür.
Yumurta ve sperm birleşmesi rahim dışında, çoğunlukla follop tüplerinde olursa dış gebelikten söz edilir. Hiç belirti vermeyeceği gibi gebelik ilk döneminde görülen kanamaların nedeni dış gebelik de olabilir. Sadece kanama görülmesi dış gebelik teşhisi koymaya yeterli değildir. Keskin bir ağrı yanında kanamanın sürekli ya da kesintili şekilde çoğunlukla kahverengi damlalar halinde olması dış gebeliği düşündürür.
Gebeliğin ilk dönemin henüz gebeliğin sağlıklı olup olmadığı anlaşılmamışken kimyasal gebelik ihtimali söz konusudur. Bu gebelik kesinlikle düşük ile sonlanır ve kanamayla kendisini gösterir. Erken dönem kanamaları kimyasal gebeliği işaret edebilir. Hiç belirti vermediğinden tetkiksiz anlaşılması zordur. Çoğu kadın hamile olduğunun farkında bile varmadan kimyasal gebeliği oluşup sonlanabilir.
Anormal gebelik çeşitlerinden biri olan mol gebelikte rahmin içinde üzüm salkımına benzer yapılar yerleşmiştir. Mol gebelik halk içinde üzüm gebelik olarak da bilinir. İlk gebelik haftalarında, mol gebelik söz konusuysa kanama görülebilir. Kanama ile birlikte üzüm taneleri gibi parçalar da düşebilir. Doktor kontrolü kesinlikle ihmal edilmemelidir.
Gebeliğin henüz ilk haftalarında görülen kanamaların değerlendirilmesi yapılırken bebek henüz yaşama sınırına ulaşmadığı için anne hayatına yönelmek doğrudur. Bebek doğduğunda yaşayacak durumda olmayacağından doktorlar genellikle anne hayatını korunmasına yönelik tedavi uygularlar. Bu değerlendirme gebelik 26. haftaya ulaşana kadar geçerli kabul edilir. Gebelik 26 haftaya ulaştıktan sonra anne adayının hayatı yine ön planda olmakla beraber bebeğin sağlık durumu da dikkate alınır.
Gebeliğin ilk haftalarında düşük riski söz konusu ise doktorlar genellikle anne adaylarına progesteron takviyesi önerirler. Bunun yanında anne adayının dinlenmesi, tuvalet ihtiyacı dışında kalkmaması istenir. Tüm önlemlere rağmen düşük olacaksa engellenemeyeceğini bilmelisiniz. Gebeliğin sonraki dönemlerinde oluşan kanamalarda müdahale kanamanın nedenine bağlı olarak değişebilir.
Gebeliğin ikinci dönemindeki kanamalar bebeğin sağlığını tehdit edecek yapıda olabilir. Bu nedenle bu dönemdeki kanamalarda mutlaka doktor kontrolü gerekmektedir. Bu dönemdeki kanamalar, ilk haftalardaki kanamalara oranla daha ciddi nedenlerden oluşabilir. Erken doğum riskini bile doğurabilecek kanamalarda kimi zaman hastane yatışları da söz konusu olabilir. İkinci dönemdeki kanamaların anne ve bebek için zararlı olduğu söylenebilir.
Plasentanın ayrılması ikinci dönem kanamalarında ciddi bir yer tutmaktadır. Bebeğin eşi ayrılırken ayrılan kısmın büyüklüğüne bağlı olarak kanama miktarı değişir. Plasenta ayrılması söz konusuysa kanama yanında mide ağrısı da görülebilir. Ciddi biraz rahatsızlık olduğu için, bebeğin ve annenin hayatını tehlikeye soktuğu için en kısa sürede doktora danışmak gerekir.
Bir diğer plasenta kaynaklı kanama da plasenta previa olarak bilinen bebeğin eşinin önde olması durumuyla ilgilidir. Bu nedenle oluşan kanama parlak kırmızı renktedir ve ağrısızdır. Gebeliğin ikinci döneminde görülen kanamaların en önemli nedenlerindendir. 200 gebeliğin birinde görülebilir. Ciddi bir durumdur ve mutlaka bir sağlık kuruluşuna danışmak gerekir.
Gebeliğin ikinci döneminde 20 ila 37 haftalar arasında olan doğumlara erken doğum adı verilir. İkinci dönemde görülen kanamalar erken doğuma işaret edebilir. Başka belirti görülmeme ihtimali de vardır ama genellikle sancı ile birlikte kendini gösterir. Kontrollerinizi yapan doktorunuza acilen danışmanız gerekir. Gebelik çok erken dönemde ise kanama durdurulmaya çalışılır. İlerleyen haftalarda ise doğum gerçekleştirilir.
Rahim ağzında enfeksiyon, yara, kanser başlangıcı lezyonlar olması gibi nedenle gebelikte kanama görülebilir. Dokuları hassaslaştıran tüm bu etkenler neticesinde anne adayında cinsel ilişki sonrası kanama olması ihtimali vardır ama kanama kendiliğinden de oluşabilir. Doktorunuzun vajinal muayene ile gerekli kontrolleri yapıp tedavi yöntemini planlayacaktır. Önce annenin sonra bebeğin sağlığını korumaya yönelik tedavilerde; doktor fitiller, kremler, ilaçlar önerebilir.
Hamilelikte vajinal kanamalara ek olarak idrar yolu kanamaları da görülmektedir. İdrar yolunda enfeksiyon, taş, polip oluşumları; böbrekte kist gibi rahatsızlıklarda idrarla birlikte kanama görülebilir. Anneler hamileliğin verdiği düşünce ile kanamanın vajinadan geldiğini sanabilir. İdrar yolu kanamalarına neden olan hastalıklar da özellikle gebelik döneminde tehlikelidir.
Gebeliğin ikinci dönemlerinde doğum olma ihtimali olan süreçte doğumun yaklaştığını gösteren belirtilerden biri olan nişan gelmesi olayı kanama ile gerçekleşir. Zararlı değil aksine çok doğal bir süreçtir. Hafif kanamaya sümüksü bir akıntı eşlik edebilir. Serviks tıkacı denen parçanın düşmesi bu şekilde gerçekleşir. Gebeliğin başlangıcından itibaren rahmi bebek için dışarıdan gelebilecek bakterilere karşı koruyan halk arasında rahim ağzı tıkacı olarak da bilinen bu parça işlevini bitirdiğinde bu şekilde dışarı atılır. Nişan gelmesi ile oluşan kanama çoğu zaman diğerlerinden kolayca ayırt edilir.