Turunçgiller familyasından bir bitki olan kumkuat diğer adı ile kamkat olarak bilinir? İçeriğimizde kumkuat nedir? Özellikleri nelerdir? Faydaları, yan etkileri nelerdir? Nasıl yetiştirilir? sorularına cevap verdik.
Adı son dönemlerde en sık anılan bitkilerden biri olan kumkuat gerek süslü ve sevimli görüntüsü gerekse şifalı meyveleri ile binlerce insan tarafından yetiştirilmektedir. Görüntü olarak limonu andırsa da daha turuncu renkte olan kumkuat, olgunlaştıkça portakala da benzemektedir. Turunçgillere dâhil olan bitki hem C vitamini deposu hem de her yönüyle sağlığa destek olan bir meyve olarak kabul edilmektedir.
Kumkuat, halk arasında farklı isimlerle çağrılan ve bölgeden bölgeye değişiklik gösteren bitkilerden biridir. Özellikle ılıman bölgelerin bitkisi olsa da sadece bahçelerde değil balkonlarda ve evlerde de yetiştirilebilmektedir. Bir nevi süs bitkisi olan kumkuat daha sonra meyvelerini toplayacağınız besin deposu olacaktır. Bununla beraber evinize de renk katacağına emin olabilirsiniz.
İçerik
Anavatanı Doğu Asya ve Çin olan, turunçgillerin en küçük meyvesine kumkuat adı verilmektedir. Bir süre önce ismi hemen herkes tarafından duyulmuş olan meyve, limon ve portakalın karşımı küçük bir besin olarak tanımlanabilir. Ekşimsi tadıyla tam bir turunçgil olan kumkuat, yetiştirilmesi oldukça kolay olan bir bitkidir.
Çoğunlukla peyzaj tasarımlarında kullanılan bitkinin meyvesinin besleyici değeri de oldukça fazladır. Yapılan araştırmalar doğrultusunda kumkuat meyvesinin kanserden mide hastalıklarına, cilt sorunlarından kolesterole kadar her hastalığa şifa olduğu ortaya konmuştur. Besleyici ve sevimli bir bitki olan kumkuat halk arasında kamkat ya da altın portakal olarak da anılmaktadır.
Bilim dünyasında citrus fortunella olarak bilinen kumkuat meyvesi genellikle kabuğuyla beraber yenmektedir. C vitamini bakımından zengin olan meyvenin en ideal tüketim şekli yıkanıp taze olarak yenmesidir. Oldukça ekşi olduğu için pek çok kişi tarafından yenilemeyen meyve, reçel olarak da tüketilebilmektedir. Reçelini yaptıktan sonra tıpkı turunç reçeli gibi mayhoş ve tatlı bir tat alabilirsiniz.
Sıkılıp meyve suyu olarak tüketilebilen kamkat meyvesi aynı zamanda marmelat olarak da hazırlanabilmektedir. Bunun yanında pek çok tatlı ya da pastaya da sos olduğu görülmektedir. Yalnızca kabuklarının rendelendiği kek ve kurabiyeler eşsiz bir tada sahip olmaktadır.
Yüksek oranda A, B1,B2 ve B3 vitamini bulunduran kumkuat meyvesi, beyin gelişimine yüksek oranda etki eden bir besindir. Kişinin kan dolaşımını ve tansiyonunu dengeleyen meyvenin C vitamini deposu olduğu bilinmektedir. Bunların yanı sıra kalsiyum zenginliği oldukça fazla olan kumkuat meyvesi, antiseptik içeriğe sahiptir.
Direk güneş ışığı almaktan hoşlanmayan kumkuat bitkisi, dolaylı ışıklarla da gelişebilmektedir. Özellikle balkon ya da teraslarda güneşin altında kaldığında yapraklarında ve meyvelerinde yanmalar meydana gelebilmektedir. Bunun yanında hava akımından kolaylıkla etkilenen bir bitki olduğu için rüzgârlı ve şiddetli soğuklarda bırakılmamalıdır. Özellikle don olaylarının yaşanacağı gecelerde muhakkak ılık ortamlarda bulunması gereken bir bitkidir.
Kış aylarında kumkuat bitkisi yetiştirmek isteyen bireyler muhakkak sulama konusuna dikkat etmelidir. Çok az miktarda su isteyen bitkinin, yaz aylarında su ihtiyacı artmaktadır. Bununla orantılı olarak suyun bitkinin tamamını kaplaması gerekmektedir. Toprakta herhangi bir alanın susuz kalmaması önemlidir. Sularken her seferinde aynı saatlerde ve aynı miktarda su kullanmaya özen gösterilmelidir.
Kumkuat bitkisi yetiştirmek isteyenler, bitkinin en düşük 12 derece sıcaklıkta kalabildiğini bilmesi gerekmektedir. Yaz aylarında çiçek açan bitki, kışın yeşil olarak kalacaktır. Bu süreçte saksı ya da toprak değişimi yapmak çok doğru değildir. Toprak değişiminin bahar aylarında yapılması daha sağlıklı olacaktır.
Kumkuat bitkisinin içinde bulunan C vitamini sayesinde bağışıklık güçlendirici etkisi vardır. Kış aylarında sık sık hastalanan bireylerin gribal enfeksiyonlardan korunmak için kumkuat meyvesi tüketmesi gerekmektedir.
Sindirim sistemini düzene sokma konusunda oldukça faydalı olan kumkuat bitkisi, bağırsak sorunlarına da çare olmaktadır. Bunun yanında kumkuat için ağrı kesici demek yanlış olmayacaktır. Bitki baş, omuz, boyun ve kas ağrılarına çözüm olabilecek etkiye sahiptir. Tüm bunların dışında cilde iyi geldiği de belirtilmelidir. Özellikle sivilceler için kabuklarından faydalanılabilmektedir.
Kumkuat bitkisinin turunçgillerin genel faydaları dışında ekstra bir faydası daha bulunmaktadır. Böcek ısırıkları nedeniyle meydana gelen zehirlenmelere kısa sürede çözüm olan bitki hem meyvesi hem de meyve kabuklarıyla oldukça etkili bir ilaçtır. Isırık yüzeyine uygulandığında zehrin temizlenmesine yardımcı olmaktadır. Bunun dışında küçük çaplı besin zehirlenmelerine de iyi gelen kumkuat, zehirlenme sonucu meydana gelen kusmalara da engel olmaktadır. Besin zehirlenmesi durumunda meyvenin taze olarak tüketilmesi yeterli olacaktır.
Kumkuat bitkisi çok miktarda tüketildiğinde diğer turunçgillerin de neden olduğu gibi mide yanmalarına neden olmaktadır. İçeriğinde saklı olan yoğun asit, mide asidi ile birleştiğinde yanmaya sebebiyet vermektedir.
Kumkuat meyvesini tüketmeden önce muhakkak alerji testi yapılmalıdır. Tek seferde çok miktarda yemek yerine yavaş yavaş yemeye özen gösterilmelidir. Alerjik reaksiyonlara neden olduğu görülen bitkinin insan bünyesine başka herhangi bir zararı bulunmamaktadır.
Muhteşem bir aromaya sahip olan kumkuat meyvesi toplandıktan sonra ilk yapılacak ürün reçeldir. Dünya üzerinde en çok reçeli sevilen meyvenin alternatif tüketim şekilleri de bulunmaktadır. 1 kg kumkuat, 800 gram toz şeker, 4 su bardağı su ve 1 küçük limon suyu reçel için yeterli olacaktır.
Yıkanıp ayıklanan kumkuatlar yaklaşık 15 dakika boyunca sıcak su içinde haşlanırlar. Yumuşadıktan sonra bir süre soğumaları beklenir. Sonrasında 1 gün içinde en az 5-6 kez suyu değiştirilerek soğuk su içinde dinlenmesi sağlanır. Ertesi gün ikiye ayrılan kumkuatların çekirdekleri temizlenir. Sonrasında tencerenin dibine bir sıra kumkuat bir sıra toz şeker olarak şekilde birkaç kat çıkılır. Başka bir şey eklemeden bir gün bekletilir. Ertesi gün hafifçe sulanmış karışıma su eklenerek kaynatılmaya başlanır. Reçel kıvamını aldıktan sonra içine limon suyu sıkılır. Sonrasında birkaç dakika daha kaynatılır ve soğumaya bırakılır. Soğuyan reçel kavanozlara alınabilir.