Prolaktin hormonu nedir? Ne işe yarar? Görevi nedir? Ne zaman yükselir ve düşer? sorularına cevap bulabileceğiniz içeriğimizde prolaktin hormonu hakkında bilmediğiniz ve merak ettiğiniz pek çok bilgiyi bulabilirsiniz.
Türkçe karşılığı süt veren hormon olan prolaktin, vücutta belli dönemlerde aktif olan hormonlardan biridir. Bayanlarda hamile kalma ve emzirme dönemlerinde etkili olan hormon, düzenli adet görülmeye başlandığında devreye girer.
Beyinde yer alan hipofiz bezi sayesinde düzenli olarak salgılanmaya başlayan prolaktin hormonu, insan hayatı boyunca aynı seviyede salgılanır. Tüm yaşam boyunca dengede kalan hormon, hamilelik başladığında artış göstermektedir. Hamilelikle beraber yükseliş gösteren hormonun, anneyi emzirme sürecine hazırladığı bilinmektedir.
Dengeleyicisi dopamin hormonu olan prolaktinin düşük seviyede ya da yüksek seviyede olması olumsuz sonuçlar doğurabilmektedir. Anne hamile olduğu an harekete geçen hormon, yeterli düzeyde çalıştığında emzirme sona erene dek temposunu korur. Daha sonra eski çalışma düzeyine devam eder.
Bu Yazımıza da Bakabilirsiniz: Günlük Anne Sütü İhtiyacı Ne Kadardır?
Hipofiz bezi tarafından salgılanan ve vücutta laktasyon ismi verilen sütün üretilmesini sağlayan hormona prolaktin adı verilir. Prolaktin, dönemsel olarak süt üretimini arttırmakla beraber aynı zamanda bağışıklık sistemini de kuvvetlendirmektedir.
Standart seviyede olduğunda mucize etkisi gösteren bu hormon yüksek olduğunda zararlı olabilmektedir. Yalnızca bayanlarda değil erkeklerde de bulunan prolaktin hormonu aynı şekilde erkeklerde de yüksek ya düşük olabilmektedir.
PRL tarafından kodlanan prolaktin hormonu, iç salgı hormonlarından biridir. Hipofiz bezinin ve diğer hormonların desteğiyle bütünlük gösteren prolaktin, yalnız başına başarılı bir hormon değildir. Bu nedenle tüm vücudun sağlıklı olması prolaktin hormonunun da çalışabilmesi için önemlidir.
Prolaktin süt salgısını sağlayan iç salgı hormonudur. Temel görevi hamilelik sürecinde meme bezlerinin süt ile dolmasını sağlamaktır. Bunun yanında prolaktinin bir diğer görevi, cinsel bezlerin çalışmasını desteklemektedir. Erkeklerde de bayanlarda da cinsel dengeyi sağlayan ve uyarıcı olan hormon, düşük ya da yüksek olursa sorun yaratır.
Prolaktin hormonunun işe yaradığı diğer noktalar; gonadotrpoin salgılaması ve böbrek çalışmasına destek olmasıdır. Böbreklerden su ve potasyum atımını sağlarken prolaktin hormonu oldukça etkili olmaktadır.
Yumurtlama ve adet döneminde kanamanın başlayıp sona ermesi de prolaktinin görevleri arasındadır. Kişi, doğum yaptıktan sonra süt salgısına başlayan prolaktin bu süreçte yumurtlamaya son vererek kişinin yeniden hamile kalmasına engel olmaktadır.
Bayan ya da erkek fark etmeksizin normal hormonal değerlere sahip olmak önemlidir. Özellikle bebek bekleyen hamileler için salgılanan her hormonun normal aralığında seyretmesi hassasiyet gerektirmektedir. Hem bebeğin hem de annenin sağlığı için prolaktin hormonunun da dengeli olması normal değerinde kalması gerekir.
Normal bir prolaktin hormonunun 100 ng/ml’den düşük olması gerekmektedir. Normal dönemlerde eksilmesi ve yükselmesi olumsuz etkiler oluşturmaktadır.
Prolaktin hormonunun emzirme süreci dışında yükselme göstermesinin nedenleri tam olarak belirlenebilmiş değildir. Yapılan araştırmaların pek çoğu sonuçsuz kalmaktadır. Belli başlı sebeplerin tetiklediği bilinmekle beraber net sebepler söylemek yanlıştır.
Göğüs bölgesine alınan darbeler ya da bu bölgeye yakın ameliyatlar prolaktin hormonunun yükselmesine neden olabilmektedir. Uzun süre stres altında kalma, göğüs uçlarının devamlı uyarılması yükselme sebepleri arasında kabul edilmektedir.
Kullanılan bazı ilaçlar, prolaktin değerinde yükselmeye neden olmaktadır. Bu ilaçların çoğu doğum kontrol hapları ve hipertansiyon ilaçlarıdır. Tüm bunların yanı sıra tiroid bezlerinden salgılanan hormonların yetersiz olması prolaktin hormonunun yükselmesinin temel nedenlerinden biridir.
Prolaktin yükselmesinin karşılaşılacak ilk sonucu adet düzensizliğidir. Adette devamlı zaman aşımı ya da erken gelme durumu söz konusu olabilmektedir. Bunun yanında düzensiz yumurtlama ve süt sorunu ortaya çıkabilmektedir. Hamile olunmadığı halde ya da emzirilmediği halde göğüslerden süt gelebilmektedir.
Bayanların dışında erkekleri de olumsuz yönde etkileyen prolaktin yüksekliği, iktidarsızlığa ve kısırlığa sebep olabilmektedir.
Prolaktin yükselmesine karşın uygulanan tedavi yöntemi ilaçtır. İlaçlar, hormonun baskılanarak çalışmasını sağlamaktadır. İlaç tedavisine %90 oranında yanıt alınabilmektedir. Yanıt alındıktan sonra yaklaşık 4 hafta içinde yumurta ve adet düzeni tekrar sağlanabilmektedir. 1 ya da 2 yıl devam eden tedavi süreci hamilelik söz konusu olduğunda bırakılmaktadır.
Kullanılan ilacın etki etmemesi durumunda ameliyat ve radyasyon tedavisi de uygulanabilmektedir ancak ilaçların çoğundan olumlu dönüt alındığı için bu tedavi yolları tercih edilmemektedir.
Prolaktin düşüklüğü, hormonun yükselmesi kadar sık karşılaşılan bir durum değildir. Bu nedenle nedenleri ve tedavi teknikleri de daha dardır.
Vücudun kaptığı bazı enfeksiyonlar, kafa travmaları, ağır ilaçların kullanılması prolaktin düşüklüğüne sebep olabilmektedir. Düşüklüğün sonuçları arasında ise en dikkat çeken adet düzensizliğinin ortaya çıkmasıdır. Asıl sorunu doğum sonrasında yaratan hormon düşüklüğü, göğüslerde yeterince süt olmamasına sebep olmaktadır. Düzensiz ve geç emzirmeye neden olan prolaktin düşüklüğü, bebeğin sağlığını da olumsuz yönde etkilemektedir.
Prolaktin düşüklüğünün tedavisi ilaçla sağlanmaktadır. Kişi ilaç alarak hormonal değerlerini yükseltmeyi amaçlamaktadır. Bir ay gibi bir sürede olumlu dönüt alınabilen ilaç tedavisinde hormonun yeniden normal değerine ulaşması sağlanmalıdır.
Erkeklerde prolaktin hormonu nasıl düşürülür? İlaç kullanmadan bitkisel çözüm bulmak istiyorum.